ADLİ PARA CEZASI NEDİR?
Adli para cezası bir suç işlendiğinde kanun belirtilen paranın, Devletin Hazinesine ödenmesidir. Türk Ceza Yasası kapsamında ceza mahkemeleri sanık hakkında; hapis cezası, adli para cezası veya hem hapis cezası hem de adli para cezası birlikte verebilir. Adli para cezası bir suçun cezası olarak sadece ceza mahkemeleri tarafından verilebilir. Diğer tüm devlet kurumlarının verdiği para cezaları idari para cezasıdır. Adli para cezası ile idari para cezası birbirinden farklıdır. Adli para cezası, idari para cezasından farklı olarak ödenmediğinde hapis cezası ile sonuçlanabilecek bir ceza hukuku yaptırım türüdür. İdari para cezası, ödenmediği takdirde hapis cezasına çevrilemez.
Türk Ceza Yasası kapsamında sanık hakkında 4 farklı yöntemle adli para cezası verilebilir. Bunlar;
Doğrudan Hükmedilen: Türk Ceza Yasasında herhangi bir suçun karşılığı doğrudan adli para cezası olarak düzenlenmiş ise hakim hapis cezası değil, doğrudan adli para cezası vermek zorundadır. Örneğin, TCK 288/1 maddesi gereği “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” doğrudan adli para cezasını gerektirmektedir. Bu madde kapsamında “Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada, hukuka aykırı bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da gerçeğe aykırı beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, elli günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır.”
Seçenek Yaptırım Olan: TCK’da herhangi bir suçun karşılığı olarak hapis cezası veya adli para cezası yaptırımlarından sadece birinin uygulanması seçenek olarak öngörüldüğünde hükmedilen adli para cezası, seçenek yaptırım olan para cezasıdır. Yani ceza hakimi ister hapis cezası verir isterse adli para cezası verir. Örneğin, TCK 89/1 maddesi gereği “Taksirle yaralama” hapis cezası veya adli para cezasını gerektirmektedir. Bu madde kapsamında “Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.”
Hapis Cezası ile Birlikte Hükmedilen: Türk Ceza Yasasında bazı suçlar bakımından hem hapis hem de adli para cezasının birlikte uygulanması öngörülmüştür. Burada kişinin ekonomik kazanç elde etme amacının güdüldüğü düşünüldüğü için hem hapis cezası hem adli para cezası birlikte hükmedilir. Örneğin, TCK 188/1 maddesi gereği “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” hapis cezası ve adli para cezasını birlikte gerektirmektedir. Bu madde kapsamında “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve ikibin günden yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.”
Hapis Cezasından Çevrilen: Kasten işlenen suçlarda bir yıl ve altındaki hapis cezaları, adli para cezasına çevrilebilir. Taksirle işlenen suçlarda ise ceza miktarına bakılmaksızın tüm cezalar adli para cezasına çevrilebilir. Örneğin; kasten işlenen yaralama suçundan 1 yıl altı ceza verilirse adli para cezasına çevrilir. Ya da taksirle işlenen yaralama suçunda 2 yıl 9 ay hapis cezası verilirse adli para cezasına çevrilebilir.
Adli Para Cezası Nedir?
Adli para cezası kanun maddesinde yalnız olarak öngörülmüşse, adli cezasına hükmolunacak; hapis cezası ile birlikte öngörülmüş ise bu durumda her para iki cezaya birden hükmolunacak; hapis cezası ile birlikte seçimlik yaptırım olarak öngörülmüş bu durum da hapis veya para cezasına hükmolunacaktır. İştirak halinde işlenen suçlarda, sanıklar ayrı ayrı para cezasına mahkum edileceklerdir, sanıklara tek bir para cezası verip zincirleme veya eşit şekilde tahsiline karar verilemeyecektir, her bir sanık için ayrı ayrı belirlenecektir.
Adli para cezası Türk Ceza Kanununda yer alan suçların işlenmesi halinde uygulanan müeyyidelerden biridir. Türk Ceza Kanununda yer alan suçların işlenmesi halinde hapis cezası ve adli para cezası yaptırımları uygulanabilir. Adli para ceza Türk Ceza Kanununun 52. maddesinde düzenlenmiştir.
TCK 52. Madde
(1) Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yedi yüz otuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.
(4) Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.
Adli Para Cezası Çeşitleri
-Doğrudan hükmedilen
-Seçenek yaptırım olan
-Hapis cezasından çevrilen
-Hapis cezası ile birlikte hükmedilen
Hükmedilen adli para cezasının miktarı ne olursa olsun, tek mahkeme kararındaki para cezası çok fazla olsa bile en fazla 3 yıl hapis cezasına çevrilebilir. Birden fazla mahkeme kararıyla mahkumiyet söz konusu ise hapis cezası toplamı 5 yılı geçemez.
Hapis Cezası Adli Para Cezasına Çevrilebilen Suçlar
Taksirle işlenebilen tüm suçlar ceza miktarına bakılmaksızın adli para cezasına çevrilebilir. Yani, taksirle işlenen suçlarda hükümlü 4 yıl ceza alsa bile bu ceza miktarına bakılmaksızın adli para cezasına çevrilebilir. (TCK 50/4 madde) Kasten işlenen suçlarda ise bu sınır 1 yıldır. 1 yıl ve altı cezalar para cezasına çevrilebilir.
-Dolandırıcılık Suçu
-Hırsızlık Suçu
-Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçu
-Kasten Yaralama Suçu
-Taksirle Yaralama Suçu
-Tehdit Suçu
-Cebir Suçu
-Şantaj Suçu
-Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu
-Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu
-Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma Suçu
-Mala Zarar Verme Suçu
-Hakaret Suçu
-Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu
-Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu
-Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu
-Kişisel Verileri Ele Geçirme, Yayma veya Başkasına Verme Suçu
-Çevrenin Kasten veya Taksirle Kirletilmesi Suçu
-İmar Kirliliği Suçu
-Güveni Kötüye Kullanma Suçu
-Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu
-Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu
-Özel Belgede Sahtecilik Suçu
-Mühür Bozma Suçu
-Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu
-İftira Suçu
-Suç Üstlenme Suçu
-Suç Uydurma Suçu
-Suçluyu Kayırma Suçu
-Yalan Tanıklık Suçu
-Ses veya Görüntülerin Kayda Alınması Suçu
-Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu
-Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu
-Görevi Kötüye Kullanma Suçu
-Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu
Hapis Cezasının Adli Para Cezasına Çevrilmesinin Şartları
Adli para cezasına dönüştürme kararı mahkemenin bazı hususları değerlendirerek verdiği bir karardır. Sanığın kişiliği ekonomik durumu, sosyal durumu mahkemede duyduğu pişmanlık gibi hususlar mahkeme tarafından değerlendirilir.
Adli Para Cezasının Belirlenmesi
Hakim, seçimlik yaptırımı gerektiren suçlarda öncelikle hapis veya adli cezasından birisini tercih edecektir, özellikle hapis cezasını seçtiğinde mutlaka neden seçtiğini gerekçesinde gösterecek, ayrıca bu hapis cezasının artık adli para cezasına çevrilemeyeceğini belirtecektir. Bu belirlemede, sanığın kişiliğinin dikkate alınması gerekir. Çünkü bu tercih, aslında cezanın bireyselleştirilmesi yöntemlerinden birini oluşturmaktadır. Başka bir anlatımla, işlenen suçla bağlantılı bir şekilde sanık bakımından hangi yaptırımın cezadan beklenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olduğuna bakılarak bu seçim yapılmalıdır.
Bu seçim yapılır iken TCK’nin 62/2. maddesindeki cezayı bireyselleştiren hususların yanı sıra sanığın ekonomik durumu da göz önünde tutulmalıdır. Yine seçimlik yaptırım olarak adli para cezası ile birlikte hapis cezası öngörüldüğü hallerde, sanık mükerrir ise TCK’nin 58/3. maddesine göre hakim artık para cezasını tercih edemeyecektir. Kanun maddesinde ister yalnızca adli para cezası öngörülsün, ister hapis cezası ile birlikte adli para cezası öngörülsün, isterse hapis cezası ile birlikte adli para cezası seçimlik yaptırım olarak öngörülsün tüm adli para cezalarının belirlenmesinde, aşağıdaki usul uygulanacaktır.
Para Cezasının Gün Olarak Tayin
İşlenen bir suçun öncelikle gün olarak hapis cezasının belirlenmesi gerekir. Gün olarak hapis cezasını belirlenirken;
-Suçun işleniş biçimini,
-Suçun işlendiği zaman ve yeri,
-Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
-Suçun konusunun önem ve değerini
-Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını
-Failin kusurunun ağırlığını
-Failin güttüğü amaç ve saiki göz önüne alınır.
Dolandırıcılık Suçunda Adli Para Cezasının Belirlenmesi
8.7.2005 tarih ve 25869 sayılı Resmi Gazete yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5377 sayılı Yasayla TCK’nın 158/1. maddesine eklenen ek cümle uyarınca, dolandırıcılık suçunun kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak veya bilişim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle ya da banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi halinde, faile verilecek hapis cezasının alt sınırı 3 yıldan, adli para cezasının miktarı ise, suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bu hükmün 8.7.2005 tarihinden önce işlenen suçlarda uygulanamayacak olmasıdır. Bu hükmün uygulanmasında mağdurun uğradığı zarara değil, failin elde ettiği yarara bakılacaktır.
5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde öncelikle suçtan elde edilen haksız menfaat miktarının belli olup olmadığına bakılacaktır. Eğer somut olayda suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli değil ise 5 ila 5.000 tam gün arasında TCK’nın 61. maddesi hükmü göz önünde bulundurularak takdir edilen gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca 20-100 YTL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir.
Eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde maddede öngörülen 5 ila 5.000 tam gün arasında belirlenecek gün sayısı üzerinden varsa artırım ve indirim maddeleri uygulanarak tespit olunan sonuç gün ile bir gün karşı 1 20-100 YTL arasında takdir edilecek miktar çarpımı yapılacak ve bulunan miktar, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az ise adli para cezası asgari bu miktara yükseltilerek sonuç adli para cezası belirlenmesi gerekir.
Ceza Genel Kurulunun 01/11/2018 tarih ve 2015/23-1205; 2018/496 sayılı kararında özel dairelerin uygulaması benimsenmiş ve yasal düzenlemede yer alan adli para cezasının miktarının suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katından az olamayacağı hususunun Yerel Mahkemece sonuç değil, temel adli para cezası belirlenirken göz önünde bulundurulması gerektiği kabul edilmiştir. Böylece özel daireler ile genel kurulun uygulaması uyumlu hale gelmiştir.
Yargıtay’ın en son uygulamasına göre, yasal düzenlemede yer alan adli para cezasının miktarının suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katından az olamayacağı hususunun Yerel Mahkemece sonuç ceza olarak değil, temel adli para cezası belirlenirken göz önünde bulundurulması gerektiği, suçtan elde edilen haksız menfaatin miktarına göre temel cezanın belirlenmesi aşamasında gün birim sayısının tespit edileceği, artırım ve indirimlerin (örneğin TCK’nın 168 ve 62. Maddelerinin) bu belirlenen miktar üzerinden yapılması gerektiği kabul edilmektedir.
Örneğin: Haksız menfaat miktarının 4.000 TL, haksız menfaatin iki katının 8.000 TL olduğu dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 400 gün para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 62. Maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 333 gün cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL’den hesap edilmek suretiyle netice olarak 6.666 TL cezasıyla cezalandırılmasına biçiminde uygulama yapılmalıdır.
Adli Para Cezası Taksitlendirme
Kural olarak mahkeme kararları kesinleştiği andan itibaren tamamen veya kesintisiz olarak infaz edilmesi gerekir. Ancak yasalar bazen sanığın ekonomik ve sosyal durumunu dikkate alarak infazın kesinleşmesinden itibaren belli bir süre sonra yapılması ve cezanın kısım kısım infaz edilmesi konusunda somut olayın özelliğine göre hakime takdir yetkisi vermişlerdir.
Türk Ceza Kanununun 52/4. maddesine göre “Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.”
Taksitlendirmeye Konu Olacak Yaptırım
Taksitlendirilecek ceza, adli para cezasıdır. Para cezası dışında bir cezanın örneğin hapis cezasının veya güvenlik tedbirlerinin kısım kısım infazı söz konusu olamaz. Taksitlendirmeye konu adli para cezası, doğrudan verilen veya hapisten çevrilen olabilir. Fark yoktur. İkisi de taksitlendirilebilir.
Taksitlendirme Kararı
Taksitlendirme kararını hükmü veren mahkeme hükümle birlikte verecektir. Hüküm verdikten sonra mahkeme işin içine tekrar girerek taksitlendirme kararı veremez.
Adli para cezası hükümde taksite bağlanmamışsa, bir aylık süre içinde mahkum olduğu adli para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine, Cumhuriyet savcısı tarafından geri kalan kısmın birer ay ara ile iki eşit taksitle ödenmesine izin verilir. Bu duruma kanuni taksitlendirme hakkı denir. Burada Cumhuriyet savcısının takdir yetkisi yoktur.
Hakim taksitlendirme yaparken, failin ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde tutacak, bu duruma göre verilen adli para cezasını failin bir defada ödeme imkanlarını araştıracaktır.
Failin ekonomik durumu, failin isi, mesleği, mali durumu, geçimini neyle sağladığı, toplum içindeki konumunu ifade eder. Diğer şahsi halleri ise, doktrinde belirlendiği gibi “failin ailevi ve psikolojik durumu, yükümlülükleri, toplum içindeki yeri ve durumu, is ve sosyal hayatı gibi hususların yanında, geçimini ne ile sağladığı, kaç kişiye baktığı, evinin kendisinin mi, yoksa kira mı olduğu gibi, verilen adli para cezasını bir defada ödemesinin engelleyen tüm durumları kapsayan hususları içine alacağı kanaatindeyiz.
Yargıtay, sanığın aynı dosyada yargılandığı bir suçtan verilen adli para cezasının taksitlendirilip, diğer suçtan verilen adli para cezasının taksitlendirilmemesini bozma nedeni saymaktadır. Kanaatimizce hem gün para cezasının tayininde, hem de taksitlendirmede mahkemeye dayanak olması için, artık mahkemeler tensiple birlikte sanığın şahsi ve ekonomik durumlarını tüm dosyalarda araştırmak zorundadırlar.
Taksitlendirme talebi varsa, hakim bu konuda olumlu karar verecek, bu talebi karşılayacaktır. Sanık veya müdafii tarafından yapılan “lehe hükümlerin uygulanması” istemi, taksitlendirmeyi de içerdiğinden, mahkeme bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar vermelidir.
Adli Para Cezası Nereye Ödenir?
Adli para cezasının ödemesi için İnfaz Savcılığı tarafından gönderilen ödeme emrini alan hükümlü, Cumhuriyet Savcılığı İnfaz Bürosu’na başvurur. Bu büroya başvurduktan sonra hükümlü vergi dairesine yönlendirilir. Vergi dairesine vermesi için bir yazı yazılıp verilir.
Cumhuriyet Savcılığı İnfaz Bürosu’nun göndereceği Para Cezası Ödeme Emrinin hükümlüye ulaşması, kararın kesinleşmesinden itibaren 2-3 ay arası sürer. Ödeme emrinin hükümlüye tebliğinden itibaren hükmedilen adli para cezasını 30 gün içerisinde ödemeniz gerekir. Ödeme emrini tebliğ alındıktan sonra Adliyede bulunan Cumhuriyet Savcılığı İnfaz Bürosu’na başvurulmalı ve buradan Vergi Dairesi’ni hitaben yazılmış bir yazı alınması gereklidir. İnfaz Bürosu’nun verdiği yazıyla Vergi Dairesi’ne ödeme yapıldıktan sonra yapılan ödemeye dair dekont alınarak Cumhuriyet Savcılığı İnfaz Bürosu’na teslim edilmelidir. Bu şekilde adli para cezasının infaz edildiği hem dosyaya hem de elektronik ortama kaydedilir. Bizzat hükümlü veya ceza avukatı aracılığıyla yapılabilir.