KORUMA KARARI NASIL ALINIR?
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu kapsamında şiddet mağduru olan herkes için koruma ve önleme tedbirleri düzenlenmiştir.
6284 sayılı kanunun amacı, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlerin düzenlenmesidir.
Uzaklaştırma Kararı Nasıl Alınır?
Uzaklaştırma kararı, 6284 sayılı kanun içerisinde yer alan koruma ve önleme tedbirlerinden biridir. Bu kararın nasıl alınabileceği bilgisi tek başına şiddet mağdurları için yeterli olmayıp, kanun sistematiği ve uygulama kuralları birlikte değerlendirilmelidir; buna ilişkin olarak STK ve barolarla iletişime geçip konu hakkında bilgi edinebileceğiniz gibi uzman bir avukatın profesyonel hukuki desteğinden de faydalanabilirsiniz.
Ancak araştırma yapmaya veya hukuki danışma hizmeti temin etmeye vaktinizin olmadığı, aciliyet gerektiren durumlarda olay yerine çağıracağınız polis veya jandarma gibi kolluk personelinden koruma talebinde bulunabileceğiniz gibi, mülki amire veya aile mahkemesi hakimine de başvurabilirsiniz.
6284 sayılı Kanunda yer alan Koruyucu Tedbir Kararları
Koruyucu tedbir kararları, mülki amir(illerde vali, ilçelerde kaymakam) veya hakim tarafından verilebilecek kararlardır, bu nedenle aşağıda iki ayrı başlıkta incelenmektedir:
Mülki Amir Tarafından Verilebilecek Koruyucu Tedbir Kararları
Mülki amir yani illerde vali, ilçelerde kaymakam tarafından verilebilecek olan koruma tedbirleri, kanunda sayıldığı haliyle şunlardır:
Şiddet mağdurunun kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması.
Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, şiddet mağduru kimseye geçici maddi yardım yapılması.
Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi.
Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.
Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde 1. ve 4. maddede yer alan, şiddet mağduruna uygun barınma yeri sağlanması ve şiddet mağdurunun geçici koruma altına alınması tedbirleri, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülkî amirin onayına sunar. Mülkî amir tarafından 48(kırk sekiz) saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Koruma Kararı Nasıl Uygulanır?
Bir kısım koruyucu tedbir, bulunulan yerin en büyük mülki amiri tarafından alınabilmektedir. Bu kişi vali ya da kaymakam olabilir. Koruyucu tedbirlerin hepsi değil bir kısmı verilebilmektedir. Bunlar;
- Kişinin kendisine ve varsa çocuklara uygun olan barınma alanı sağlanması,
- Geçici maddi yardım,
- Destek sağlanılması ve bu desteğin psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal destek olabilmesi,
- Kişinin hayati tehlikesi olması durumunda geçici koruma altına alınmasının sağlanması,
- Gerekli hallerde kreş desteği şeklindedir.
Hâkim tarafından verilebilecek koruma tedbirleri ise aşağıdaki şekildedir:
- İş yeri değişikliği sağlanması,
- Eğer kişi evliyse, müşterek olan yaşam alanından başka ayrı olarak yerleşim yeri belirlenmesi,
- Aile konutu şerhi,
- Gerekli hallerde kimlik ve diğer bilgilerin değiştirilmesinin sağlanması(Tanık Koruma Kanunu) şeklindedir.
Hakim Tarafından Verilebilecek Koruyucu Tedbir Kararları
6284 sayılı kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
İşyerinin değiştirilmesi.
Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.
22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.
Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.
6284 Sayılı Kanunda Yer Alan Önleyici Tedbir Kararları
Şiddet mağdurlarının nitelikli olarak korunabilmesi için koruyucu nitelikli tedbirlerin yanında, önleyici tedbirler de söz konusu olmaktadır. Şiddet mağdurlarına yönelik olarak şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.
Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.
Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.
Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.
Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, 1. 2. 3. ve 5. maddelerde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından 24(yirmi dört) saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise, daha önce nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.
Uzaklaştırma Kararı Alınması İçin Nasıl Bir Usul İzlenilmelidir?
Hukuki sürecin işleyişinde şiddet mağduru kimselere mutlaka uzman bir avukatın profesyonel avukatlık hizmetinden yararlanmaları önerisinde bulunuyoruz.
Şiddet mağduru kimsenin avukat desteğini temin edebilecek ekonomik durumu olmaması halinde dahi, bulunduğu şehirdeki baroya gidip baronun bünyesinde yer alan ve şiddet mağdurları ve kadın hakları ile ilgili çalışmalar yürüten kurul ve komisyonlardan destek alınabileceği gibi, adliyeden adli yardım talebinde de bulunulabilir. Bunun yanında şiddet mağdurları ile alakalı çalışmalar yürütmekte olan STK’lardan yardım istenebilir.
Hiç kimseden yardım sağlanamaması halinde dahi şiddet mağduru bizzat karakola veya savcılığa gidip suç duyurusunda bulunabilir, polis ve jandarma gibi kolluk personeline bu makalemizde yer alan ve kaynağını 6284 sayılı kanundan alan yetki ve sorumluluklarını hatırlatıp koruma ve uzaklaştırma talebinde bulunabilir. Ayrıca kendisini ifade yetisine güveniyorsa bizzat kendisi de dilekçe hazırlayıp adliyeye başvurabilir ve bu hususta hakim kararı alabilir. Tekrar tekrar üstünde duruyoruz: avukat desteği zorunlu değildir, ekonomik olarak imkanınız olmasa dahi STK, baro ve adli yardım kurumlarından destek temin edebilirsiniz. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, ekonomik durumunuz bu neviden bir hizmeti temin etmeye yeterli değilse de kendinizi çaresiz ve yalnız hissetmeyin: Bulunduğunuz şehirdeki STK ve barolardan destek talep edebileceğiniz gibi, muhtarlıktan fakirlik belgesi alarak adliyeye gidip adli yardım talebinde bulunabilirsiniz.