Ataköy 7-8-9-10 Mah. D-100 Güney Yanyolu Nef 22 E Blok 9. Kat D:145 Bakırköy / İSTANBUL Tel : +905356887527
trende

ZORUNLU ARABULUCULUK

ZORUNLU ARABULUCULUK

ZORUNLU ARABULUCULUK


6325 Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uyarınca; arabuluculuk sistematik
teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya
getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini
sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm
üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi
almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen
uyuşmazlık çözüm yöntemini ifade eder.
Arabulucu ise arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular
siciline kaydedilmiş bulunan, hukuk fakültesi mezunu, mesleğinde en az 5 yıllık deneyime
sahip olan, arabuluculuk, iletişim ve görüşme teknikleri konularında uzmanlık eğitimi almış
gerçek kişidir.
Arabuluculuk, “zorunlu arabuluculuk” ve “ihtiyari arabuluculuk” olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır. Zorunlu arabuluculuk, Türk hukuk sistemine 7036 sayılı İş
Mahkemeleri Kanunu ile girmiştir. İş hukukunda dava şartı olarak
arabuluculuğun zorunlu hale getirilmesinden yaklaşık bir sene sonra,
19.12.2018 tarihli ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nin 6.12.2018 tarihli Genel Kurulunda kabul edilen 7155 sayılı
Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin
Başlatılması Usulü Hakkında Kanun (“7155 sayılı Kanun”) ile 6102 sayılı Türk
Ticaret Kanunu’na (“TTK”) eklenen 5/A maddesi ile, ticari davalardan konusu bir
miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava
açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul
edilmiştir. 28 Temmuz 2020 tarihinde Resmi Gazete’ de yayımlanan 7251 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 6502
sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a 73/A maddesi eklenmiştir. Bu madde ile
10.390 TL ve üzerindeki tüketici uyuşmazlıklarında veya konusu para ile belirlenemeyen
uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabuluculuk kurumuna başvurulmuş olması dava
şartı olmuştur. Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce
arabuluculuk kurumuna başvurulması zorunludur. Eğer arabuluculuk kurumu ile
anlaşılamazsa dava yoluna gidilecektir. Arabulucuya başvurulmadan dava yoluna gidilmesi
halinde dava mahkeme tarafından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilecektir.
TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA ZORUNLU ARABULUCULUK
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 73/A maddesiyle Tüketici
mahkemelerinde görüşen uyuşmazlıklar açısından arabulucuya başvuru zorunluluğu
getirilmiştir.
MADDE 73/A – (1) Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce
arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Şu kadar ki, aşağıda belirtilen hususlarda dava
şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz:
a) Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar (2022 yılı için parasal
değeri 15.430 TL altındaki uyuşmazlıklar)
b) Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
c) 73/A üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar
ç) 74 üncü maddede belirtilen davalar
d) Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar


ARABULUCULUK İLK TOPLANTISINA KATILMAMANIN SONUCU


Arabuluculuk dava şartı olduğundan dolayı uyuşmazlık konusu taraflardan birinin mazeret
göstermeksizin arabuluculuk görüşmelerine katılmaması halinde uyuşmazlık konusunda
dava yoluna gidilse dahi bu taraf yargılama ve vekalet ücretlerinin tamamından sorumlu
tutulur. Ancak Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ da yapılan değişiklikler ile bu duruma
bir istisna getirilmiştir. 6502 sayılı TKHK madde 73 /A- 2 fıkrasında 6325 sayılı Hukuk
Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11. Fıkrasının tüketici
aleyhine uygulanmayacağı düzenlenmiştir.


ARABULUCULUK ÜCRETİ


Kural olarak, tarafların arabuluculuk yoluyla anlaşmaya varması halinde, üzerinde anlaşmaya varılan miktar üzerinden belirlenen arabuluculuk ücreti taraflarca eşit bir şekilde
ödenecekken, TKHK 73/A-3 maddesi gereğince tüketicinin ödeyeceği ücret Adalet Bakanlığı
bütçesinden karşılanacaktır. Bu ise, iki saatlik ücretten fazla olamayacaktır. Sonuç olarak,
anlaşma halinde nispi tarifeye göre arabuluculuk ücreti belirlendikten sonra bu ücret taraflara eşit olarak paylaştırılacak ve tüketicinin payına düşen miktar ne olursa olsun iki saatlik ücret Adalet Bakanlığı’ndan karşılanacaktır.


Ticari Davalarda Zorunlu Arabuluculuk


6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 06/12/2018 tarihinde eklenen 5/A maddesi ile ticari
davalarda arabuluculuk zorunlu hale getirilmiştir.
‘’MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari
davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında
dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde
sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
Zorunlu arabuluculuğun söz konusu olabilmesi için taraflar arasında uyuşmazlığın konusu bir
miktar para ödenmesine dayanan alacak ve tazminat talebiyle ilgili ticari dava olmalıdır. Ticari dava, mutlak ticari dava ve nispi ticari dava olarak ayrılmaktadır. Mutlak ticari davada, tarafların sıfatına ve işin ticari işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmamaktadır. Türk Ticaret Kanunu kapsamında sayılan tüm davalar mutlak ticari davadır. İki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafın da tacir olduğu davalar ise nispi ticari dava sayılır. Ticari davalarda arabuluculuk dava şartına dair düzenleme, sadece ticari davalara aittir. Taraflar arasında tahkim veya farklı bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurulmasını zorunlu kılan anlaşma veya bu yönde bir kanun olduğu haller ve konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri dışında kalan yargı işleri zorunlu arabuluculuk kapsamında değildir
TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen mutlak ticari davalar zorunlu arabuluculuk kapsamındadır.
Buna göre:
a. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda,
b. Türk Medeni Kanunu’nun rehin karşılığı ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 992
ile 969. Maddelerinde,
c. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun;
 Malvarlığı veya işletmenin devralınması ve işletmelerin şekil değiştirmesi hususunda
 Rekabet yasağına ilişkin konularda,
 Yayın sözleşmesi kapsamındaki konularda,
 Komisyon sözleşmesine ilişkin konularda,
 Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
 Bankalara ve diğer kredi kurumlarına kredi ve ödünç para verme faaliyetlerine ilişkin
düzenlemeler
hususundaki hukuk davaları, mutlak ticari davalar olup dava şartı arabuluculuk söz konusu
olmaktadır
Ticari davalar TTK’nın 4. maddesinde sayılanlarla sınırlı değildir. TTK dışındaki kanunlarda da
ticari davalar belirtilmiştir.
Kooperatifler Kanunu’nda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları (1163 sayılı
Kooperatifler Kanunu md. 99),
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 vd. maddelerinde yer alan iflasa ilişkin davalar,
5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların
Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 10. maddesine göre “üreticiler ile meslek
mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında Kanun’un uygulanmasıyla
ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklardan belli miktarı aşanlar,
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 62. maddesinden
kaynaklanan davalar.
İşçi-İşveren Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun zorunlu arabuluculuk şartını getiren 3. maddesinde;
“(1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve
tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava
şartıdır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın
aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek
zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir
haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden
reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava
dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem
yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
(3) İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla
ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” hükmüne yer
verilmiştir.
7036 Sayılı İMK ile kanuna veya bireysel yahut toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya
işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda arabuluculuğun dava şartı
olduğu açıkça düzenlenmiştir. Bunun aksine işçilik alacaklarından olan iş kazası ve meslek
hastalığından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talepleri dava şartı olarak arabuluculuğa
tabi değildir. İşçilerin iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret, fazla çalışma ücreti, yıllık izin
ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti gibi ücret alacakları; kıdem, ihbar,
kötüniyet, ayrımcılık ve sendikal tazminat gibi tazminat alacakları zorunlu arabuluculuk
kapsamındadır. İşveren bakımından ise ihbar tazminatı, cezai şart, avans iadesi ve eğitim
gideri gibi alacak ve tazminat talepleri aynı şekilde zorunlu arabuluculuk kapsamındadır.
Dolayısıyla işçi ve işveren arasındaki işçi alacaklarına dayanan veya işe iade uyuşmazlıkları
için öncelikle arabulucuya başvurulması zorunludur. Arabulucuya başvurmadan iş
mahkemesinde açılan iş davaları “dava şartı yokluğu” nedeniyle usulden reddedilecektir.
İş Kanunu m.20 uyarınca iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği
veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiasıyla bildirim tarihinden itibaren bir ay içinde iş
mahkemesine işe iade talebiyle dava açabilmektedir. İşçi bu bir aylık süre içinde öncelikle
arabulucuya başvurmalı, arabulucu huzurunda anlaşmaya varılamaması halinde ise son
tutanağın düzenlenme tarihinden itibaren iki hafta içinde iş mahkemelerinde dava açmalıdır.

Ziyaretçi Yorumları - 2 Yorum
  1. AHMET AKGÜL dedi ki:

    Doğum yapan bayan işçi işten ayrılarak kıdem tazminatı alabilir mi?

Bir Yorum Yazın

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

Hemen Ara