Ataköy 7-8-9-10 Mah. D-100 Güney Yanyolu Nef 22 E Blok 9. Kat D:145 Bakırköy / İSTANBUL
trende

İfa imkansızlılığı

İfa imkansızlılığı

MÜCBİR SEBEPLERDEN DOLAYI İFA İMKANSIZLIĞI

Türk Ticaret Kanunu 20/II. maddesine göre her tacirin ticaretine ait faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.

Gerekli tedbirleri almadan sözleşme yapan ve borç altına giren tacirin alabileceği tedbirle önleyebileceği bir imkansızlığa dayanması kabul edilebilecek bir durum değildir.

Dolayısıyla ülkemizdeki istikrarsız ekonomik durum tacir olan taraflarca tahmin olunabilecek bir keyfiyettir.

Yargıtay genel olarak, ekonomik koşulların değişmesi, yüksek enflasyon ve para değerinin düşmesi hallerini ifa imkânsızlığı hükümlerini uygulama bakımından yeterli görmemektedir.

Zira bu durumları, Türkiye’nin gerçekleri olarak kabul etmekte ve öngörülemeyecek veya öngörülmesi beklenemeyecek durum olarak saymamaktadır.

Bununla birlikte Yargıtay TBK madde 138 kapsamında sözleşmenin uyarlanması veya feshi koşullarını her dava için ayrıca incelemekte ve yukarıda bahsedilen durumları ifa imkansızlığı hükümlerinin uygulanması bakımından yeterli görebilmektedir.

Tacirler için 138. maddenin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda doktrin ve Yargıtay kararlarında görüş aykırılıkları olsa dahi baskın görüş tacirlerin basiretli bir tacir olarak öngöremeyeceği durumlarda borçlu tarafından sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durumdan maksat, günlük hayatın olağan akışına göre borçlunun hesaba katmakla yükümlü olmadığı olaylardır.

Savaş, ekonomik kriz, yüksek devalüasyon gibi durumlar örnek olarak sayılabilir.

Burada ölçüt; somut olayın tüm özelliklerine göre taraflardan öngörünün beklenip beklenemeyeceğidir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 09.06.2005 tarihli 2005/1874 Esas sayılı 2005/9749 sayılı kararında ‘Devalüasyon ve ekonomik krizlerin bir anda oluşmadığı belli ekonomik dar boğazlardan sonra meydana geldiği de bilinen bir gerçektir.

Yabancı para karşısında sürekli değer kaybeden Türk Parası yerine döviz ile sözleşme yapan ve borç altına girenlerin ülkedeki geçmişte yaşanan yüksek enflasyon ve ekonomik krizler karşısında dövizle borçlanmada bu tür artışların yaşanabileceğini öngörmesi, dövizin seyri karşısında davalının bunu tahmin etmesi gerekir.’ ifadelerine yer vererek tacir olmayan bir kişinin dahi ekonomik krizleri Türkiye’nin gerçeği olarak bilip, enflasyonu tahmin etmesini beklemektedir.

Kaldı ki, tacirin ticaretine ait faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği kabul edildiği göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye için yüksek enflasyon nedeniyle tacirin ifa imkansızlığından faydalanarak sözleşmeyi feshetmesi mümkün görünmemektedir.

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Bir Yorum Yazın

Bizi Hemen Arayın
Size Hemen Destek Olabilirim
Hemen Ara