Ataköy 7-8-9-10 Mah. D-100 Güney Yanyolu Nef 22 E Blok 9. Kat D:145 Bakırköy / İSTANBUL Tel : +905356887527
trende
30.03.2022
273
Yağma Gasp Suçu

                                              YAĞMA(GASP) SUÇU

Türk Ceza Kanunu’nun “Yağma” başlığını taşıyan 148. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Bu hal, malın yağması suçunun temel şeklini oluşturmaktadır.

Yağma suçuna, uygulamada gasp da denilmektedir. Yağma suçu, yağmanın maddi konusuna göre, “malın (taşınır malın) yağması” ve “senedin yağması” olmak üzere, iki farklı şekilde düzenlenmiştir. TCK’ nın “Yağma” başlığını taşıyan 148. maddesinin 1. fıkrasında malın yağmasına, 148. maddenin 2. fıkrasında senedin yağmasına yer verilmiştir. Nitelikli yağma ise TCK’ nın 149. maddesinde, daha az cezayı gerektiren haller TCK’ nın 150. maddesinde düzenlenmiştir.

Yağma suçları, araç ve amaç hareketlerinden oluşan çok hareketli suçlardan olup, taşınır malın ve senedin yağmasında cebir veya tehdit, araç hareketlerini; taşınır malın yağmasında malın alınması, senedin yağmasında ise mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi amaç hareketini oluşturmaktadır. Bu nedenle yağma, araçları bakımından kişiye yönelik bir saldırı, amacı bakımından ise zilyetlik ve mülkiyete yönelik bir saldırıdır.

Cebir veya Tehdidin Gerçekleştirilme Anı

5237 sayılı TCK‟nın 148. maddesinde, yağma suçunun tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılınması şeklinde işlenebileceği öngörüldüğüne göre cebir veya tehdidin iki farklı zaman diliminde kullanılabileceği söylenebilir:

Malı teslime yönelik olarak ——-/Malın alınmasından önce,

Malın alınmasına karşı koymamaya yönelik olarak——–/Mal alındıktan sonra.

148. maddenin gerekçesinde, “Malın teslim edilmesi veya alınması, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesini, mağdurun bu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesini ifade eder.

Malı aldıktan sonra mal mağdurun hakimiyet alanından çıkmış ve hırsızlık suçu tamamlanmış olacağından, bu aşamadan sonra failin mağdura veya üçüncü kişiye karşı gerçekleştireceği cebir veya tehdit, hırsızlık suçunu yağmaya dönüştürmeyecektir. Ancak, hırsızlık suçunu işleyen failin aralıksız ve kesintisiz olarak takibi sonucu hırsızlık suçunun tamamlanamadığı durumlarda, suç tamamlanıncaya kadar geçen aşamaların herhangi birinde, fail tarafından cebir veya tehdit kullanılması halinde, eylem yağmaya dönüşecektir.

Örneğin; eve giren hırsızın mağdurla karşılaştığı esnada mağdura bıçak çekip evden kaçması hakimiyet alanından çıkmadığı için sanığı yağma suçu ile karşı karşıya bırakacaktır.

Yargıtay emsal bir davada olay yerinden yaklaşık 250 metre uzakta sanığın yakalanmasını hakimiyetin bitmesi ve suçun tamamlanması olarak görmüş ve sanığın yağma suçunu oluşturduğundan bahisle cezalandırılmasına karar vermiştir.

Teşebbüs

Teşebbüs açısından suçun başladığı an ve bittiği an önemlidir. TCK‟ nın 35. maddesinde yer alan teşebbüs, “kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması” olarak tanımlanmaktadır.

Buna göre işlenmek istenen bir suç tipiyle belirli bir yakınlık ve bağlantı içindeki hareketlerin yapılması durumunda suçun icrasına başlanılmış sayılacaktır. Yağma suçu, neticesi harekete bitişik suçlardandır. Yağma suçu malın alınmasıyla tamamlanır. Suçun tamamlanması için başka bir neticenin gerçekleşmesi gerekmemektedir. Bu nedenle, yağma suçuna teşebbüs mümkündür. Alma eylemi, failin mağdurun eşya üzerindeki hakimiyetine son vermesiyle tamamlanır. Taşınır mal, mağdurdan alınmasıyla suç tamamlanır, ancak failin hakimiyetine geçirilmesiyle sona erer. Fail, malı hakimiyet alanına sokmadan eylemini yarım bırakmışsa teşebbüs vardır.

Yargıtay emsal bir kararda olay yerine yakın bir yerdesanığın kaçmaya çalışırken polis tarafından yakalanmasını teşebbüs olarak değerlendirmiş; başka bir kararda da 1 km uzakta sanığın yakalanması durumununda suçun tamamlandığı görüşüne yer vermiştir.

Manevi Unsur

Yağma suçu, kasten işlenebilen suçlardandır. Failin bilerek ve isteyerek mağdura karşı cebir veya tehditte bulunması ve bu cebir ve tehdidi de malın alınmasına veya teslimine yönelik olmalıdır. Hırsızlık suçu açısından aranan yarar sağlama maksadının, burada da bulunması gerekir. Failin amacı yararlanmaya değil de örneğin zarar vermeye yönelikse mala zarar verme suçu oluşacaktır. Bu nedenle yağma suçunda özel kast da vardır.

Gönüllü Vazgeçme

TCK‟nın 36. maddesi uyarınca, failin icra hareketlerini sürdürme veya sonucu gerçekleştirme olanağı bulunduğu halde bundan vazgeçerek, suçun tamamlanmasını veya sonucun gerçekleşmesini önlemesi halinde gönüllü vazgeçme söz konusudur. Yağma suçunda da fail, cebir veya tehdidi tamamladıktan sonra gönüllü olarak malı almaktan vazgeçerse, hükümlerinden yararlanır ve sadece cebir veya tehdit suçundan sorumlu tutulur.

                    ALACAĞIN TAHSİLİ AMACIYLA İŞLENEN YAĞMA SUÇU

Yağma suçunun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlendiğinin kabulü için şu şartların olması gerekir:

Failin mağdura yönelik bir alacak hakkı bulunması: yağma suçuna konu hukuki ilişkiye dayanan alacak hakkı mutlaka para olması gerekli değildir. Başka herhangi bir edim de olabilir.Alacağın, kaynağı ve mahiyeti önemli değildir.

-Alacağın hukuki ilişkiye dayanması: TCK md. 150/1‟in uygulanabilmesi için, fail ve mağdur arasında bir hukuki ilişki ve bu ilişkiden fail lehine bir alacak doğmuş olmalıdır. İddia olunan alacak, gerçekten var olabileceği gibi, olmayabilir de. Failin, hukuki ilişkinin varlığına ve bu ilişkinin kendi lehine hak doğurduğuna inanması yeterlidir.

-Yağma eyleminin de, hukuki ilişkiye dayanan bu alacağı tahsil amacıyla işlenmiş olması: Fail, sahibi olduğunu iddia ettiği bir alacağı için hareket etmelidir. Ancak fail alacağı olduğunu iddia etmesine rağmen suç konusu üzerinde başka birinin de hak iddia ettiğini bilmeli ve buna rağmen alacağını almaya çalışmalıdır.

Etkin Pişmanlık

Yağma suçu sona erinceye kadar, fail gönüllü vazgeçme hükümlerinden faydalanabilir. Fail malı almadan ve dışarıdan hiçbir etki olmadan suçu işlemekten vazgeçerse, TCK 36. maddesi uyarınca yağma suçundan cezalandırılmaz. Ancak eylem sona erdikten sonra, yani mal alındıktan sonra artık, gönüllü vazgeçme hükümleri değil, TCK 168. maddesindeki etkin pişmanlık hükümleri uygulanacaktır.

Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için, sanığın suça konu eşyayı kendi rızası ile iade etmesi gerekmektedir. Aksi halde, eşyanın sanığın kaçarken üzerinde yakalanması, arama sonucu ele geçirilmesi, zorlama ile geri alınması durumlarında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz. Yargıtay kararları da bu yöndedir.

Yargıtay emsal bir davada, “çantayı çalıp olay yerinden ayrılmaya çalışan sanığın suç konusu eşyayı pişmanlık duyup karakol önüne atması ” şeklinde gelişen eylemde TCK 168. Maddesinin uygulanması gerektiğine hükmetmiştir.

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Bir Yorum Yazın

Hemen Ara