KRİPTO PARA HUKUKU
Teknoloji ve bilişimde yaşanan gelişmeler hayatımızın her alanına etki etmektedir. Ekonomi bu alanların en başında gelmektedir. Ekonomik anlamda ise en çok konuşulan gelişme tüm dünya çapında yeni para birimi olarak kendini gösteren kripto paralardır. Kripto paraların herhangi bir devlet temelli olmayışı, kurum veya kuruluşun denetimine tabi olmaması zaman zaman akıllarda bazı soru işaretleri bıraksa da transferleri, alım-satım işlemlerinin kolaylığı ve masrafsız olmaları tercih edilmelerini arttırmaktadır.
Kripto paralar blockchain denilen bir teknoloji ile yaratılan ve fiziki dünyada varlığı olmayan sanal para birimleridir. Merkezi bir otorite ya da bir kamu kurumunun denetimine tabi değildir.
Kripto paralar arasında en çok öne çıkan para birimi ise Bitcoin’dir. Bitcoin transferleri takip edilemez ve cüzdan sahiplerinin kimlikleri her zaman gizlidir. Bu durum yasa dışı alışverişte Bitcoin başta olmak üzere bir çok kripto para biriminin kullanımını arttırmaktadır.
Bitcoin ilk piyasaya sürüldüğü andan itibaren bir çok hukuki tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Bitcoin hakkında herhangi bir hukuki düzenleme bulunmamakla beraber yakın gelecekte artan Bitcoin kullanımına bağlı olarak devletlerin, en azından kendi sınırları içerisinde kripto para birimleri konusunda bazı yasal düzenlemeler getirmesi beklenmektedir.
KRİPTO PARALARIN HUKUKİ DURUMU
Türk hukuku bakımından kripto paraların ve dolayısıyla Bitcoinin tamını yapabilmek için yeterli kavramların bulunmadığı belirtmek yersiz olmayacaktır. Kripto paraların en çok benzerlik gösterdiği mevcut tanımlar şu şekildedir;
Para Olması Açısından : Para 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre “ülke” ve “o ülkenin yetkili makamları tarafından piyasaya sürülme” unsurlarını taşımalıdır. Bilindiği üzere kripto paralar herhangi bir ülkeye veya otoriteye tabi olmayan ‘’bağımsız’’ bir niteliktedir. Bu nedenle kripto paraların mevzuatta yer alan ‘’para’’ tanımına girmediğine dair görüşler vardır.
Elektronik Para Açısından : Elektronik paralar 6493 sayılı Yasa kapsamında ele alınmıştır. Burada da elektronik paraların “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından yetkilendirilen kişilerce ihraç ediliyor olma” unsuru gereklidir. Zira Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu bu konu hakkında açıklama yaparak Bitcoinin ve dolayısıyla diğer kripto paraların elektronik para kapsamında değerlendirilemeyeceğini öne sürmüştür.
Eşya Olması Açısından : Türk Medeni Kanunu eşya kavramını tanımlamamıştır. Ancak doktrinde bu konuda artık kabul edilmiş bazı tanımlar mevcuttur. Bunlara bakacak olursak eşyanın cismani bir varlığının olması gereklidir. Kripto para cismani bir varlığa sahip olmadığından bunların hukuken eşya olarak da nitelendirilmesi mümkün gözükmemektedir. Bununla birlikte bazı görüşler kripto paralara eşya hükümlerinin, niteliğine uygun düştüğü ölçüde uygulanması gerektiğini söyler.
Menkul Kıymet Açısından : 6263 sayılı Kanun menkul kıymetleri tanımlar. Buna göre paylar, pay benzeri diğer kıymetler ile söz konusu paylara ilişkin depo sertifikaları, borçlanma araçları yahut menkul kıymet haline getirilmiş varlık ve gelirlere dayalı borçlanma araçları ile bu kıymetlere ilişkin depo sertifikaları menkul kıymettir. Bu tanımlama da kripto paraları içine dahil etmez. Ayrıca Sermaye Piyasası Kurulu 2018 yılında yapmış olduğu bir açıklama ile Bitcoin’in ve dolayısıyla diğer kripto paraların menkul kıymet olamayacağını belirtmiştir.
Görüldüğü üzere Türk mevzuatında ki kaynaklar kripto parayı tanımlamak bakımından yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla kripto paranın hangi mevzuat kapsamında değerlendirileceği hangi denetleme kurumuna tabi olacağı şu an için belirsizdir. Sermaye Piyasa Kurulu’nun bu kapsamda adımlar atması yakın gelecekte muhtemelen olarak görülmüştür.
Bununla birlikte henüz Türk hukukunda bunların bir yerinin olmaması kripto paraların hukuki işlemlere konu olamayacağı anlamına gelmez. Zira günümüzde bu kadar yaygın olarak kullanılan parasal anlamda ciddi karşılığı olan büyük şirketlerinde alışverişlerinde kullanmaya başladığı kripto paralar ciddi anlamda hukuki sonuç doğurma potansiyeline sahiptir.
Bu kadar yaygın olarak kullanılan kripto paralar için hukuki uyuşmazlığın ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu nedenler kripto paralarla ilgili düzenlemeler hukuki zemin, yargı kararları, uygulama ve hukuk doktrini çerçevesinde yavaş yavaş oluşmaktadır. Bu anlamda kripto paralar bu kadar belirsizliğe sahipken olası bir hukuki işlemde avukat yardımı almak büyük önem taşımaktadır.
HUKUKİ İŞLEMLERDE KRİPTO PARA
Kripto paraların sözleşmelere dahil edilip edilmeyeceği konusunda tartışmalar vardır. Kripto paralar tam olarak Türk hukuku içerisinde belirli bir alana dahil olmadığı için somut olaya göre değerlendirmeler yapmak yerinde olacaktır.
SÖZLEŞMELER AÇISINDAN
Türk hukukun da sözleşme ile ilgili kabul edilen en temel prensip sözleşme serbestisi ilkesidir. Türk Borçlar Kanunu madde 26 gereğince ‘‘Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.’’ hükmü sözleşme serbestini açıkça öngörmüştür. Yani taraflar sözleşmenin şartlarını ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı olmadığı sürece serbest şekilde düzenleyebilirler. Dolayısıyla da bir sözleşmede karşı edim olarak Bitcoin veya herhangi bir kripto para yer alabilir. Ancak bunun hukuken para ödeme edimi olarak kabul edilmeyeceği muhtemeldir. Bu kendine özgü bir edim olarak kabul edilecektir.
Bunun gibi kanuni anlamda mutlak emredici şekilde düzenlenmeyen sözleşme türlerine kripto paralar konu edilebilir. Ancak İş Kanunu düzenlemelerine bakıldığı zaman işçiye ücret olarak para ödenmesi gerektiğini görürüz.
İş Kanunu madde 32’de ise ücret “Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, çalışanın emeğine karşılık ödeme sadece para ile yapılabilir. Bunun gibi kripto paranın hukuki işlemlere konu edilebilmesi, her somut olay özelinde ayrıca değerlendirilmelidir. Bu nedenle işçiye ücret olarak para ödenmelidir. Ancak yan edim olarak kripto paraların belirlenmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.
İCRA TAKİPLERİ AÇISINDAN
Kripto paraların icra takibine konu edilip edilemeyeceği de ayrıca değerlendirilmelidir. Kripto paraların parayla ölçülebilen değerleri olup ve kanunen haczi yasaklanmış değildir. Bu nedenle borçluya ait kripto paraların haczinde teorik olarak engel yoktur.
Borçlunun hesabının bulunduğu bankaya bir haciz ihbarnamesi gönderildiğinde, banka yabancı mevduat hesabına bakar ve oradaki yabancı mevduat hesabına karşılık gelecek kadar TL bazında haciz uygulanır. Kripto paralarda da yapılacak işlem aynıdır.
Türkiye’deki yabancı kripto para borsasında; borçlunun yatırımın olup olmadığının tespiti mümkün olsa da yurtdışı kripto para borsalarında paranın tespitine ilişkin bir düzenleme olmamakla beraber bu konuda uluslararası işbirliği de yoktur. Türkiye’deki yabancı kripto para borsalarında; borçlunun burada yatırımı olup olmadığının tespiti mümkün. İcra Dairesi’ne alacaklının ya da alacaklı vekilin talebiyle, yerli kripto para borsalarına İcra ve İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesine dayanarak bir yazı gönderilir. Bu yazıya istinaden yerli kripto borsaları buna ilişkin bir cevap verir; var ya da yok şeklinde cevap gelir. Borçlunun borcu miktarında haciz işlemi uygulanır. Halihazırdaki icra hukuku kuralları da ilamsız icra için para veya teminat alacağından bahseder. Yukarıda da izah ettiğimiz üzere kripto paralar hukuken para niteliğinde değildir. Ancak olası bir icra takibinde kripto paranın TL karşılığı takibe konu edilebilir. Benzer şekilde kambiyo senetlerine özgü takipte para alacağı söz konudur ki kripto para hukuken para olmadığından bono, çek gibi senetlere konu edilemez.
MİRAS HUKUKU AÇISINDAN
Kripto para hukuku içerisinde henüz kripto paraların net bir şekilde nitelendirilmemiş olması bunların bir “değere” sahip olmayacağı anlamına gelmez. Dolayısıyla Bitcoin miktarının ve dolayısıyla diğer kripto paraların miras bırakılabileceği kabul edilmektedir. Gene kripto paraların miras sözleşmelerine de konu edilebileceğini söyleyebilir.
Tabi burada muhtemel işleyişe göre kişinin kripto paraya ilişkin cüzdan/şifre bilgilerini bir şekilde sözleşmenin karşı tarafına ifa zamanında iletebilmesi gerekir. Bu durumda mirasçı her türlü tasarruf hakkına haiz olacaktır. Bunun yanında blockchain sistemi içerisinde de kişinin ölümü halinde kripto para sahipliğinin buna uygun olarak düzenlenmiş olması gerekir.
.