Ayıplı Araç satışı ve sorumluluk
a)Galerici – Satıcının Sorumluluğu Satıcı, ticari veya mesleki amaçlarla ikinci el araç satışını meslek haline getirmiş biri ise bu kişilerin araç satışından doğan uyuşmazlıklara Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulanacaktır.
Nitekim bu durumda alıcı, tüketici sıfatına haiz olur.
ikinci el otomobil veya arazi taşıtı satışı yapan işletme tarafından, satışın yapıldığı tarihten önceki üç gün içinde ekspertiz raporu alınır.
Ekspertiz raporu ücreti, satış işleminin alıcıdan kaynaklanan bir nedenle gerçekleşmemesi durumunda alıcı, diğer hallerde satıcı işletme tarafından ödenir. (Yönetmelik m. 14/1) Model yılına göre sekiz yaşın veya yüz altmış bin kilometrenin üzerindeki taşıtlar için ekspertiz raporu alınması zorunlu değildir.
Ekspertiz işletmesi, ekspertiz raporundaki bilgilerin taşıtın gerçek durumunu yansıtmamasından sorumludur.
Aldatıcı ve yanıltıcı ekspertiz raporları ile ilgili olarak tüketicilerin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun ayıplı hizmete ilişkin hakları saklıdır.
İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretinde garanti ve ayıplı mal Yönetmeliğin 15.maddesinde düzenlenmiştir.
Düzenlemeye göre, ikinci el otomobil ve arazi taşıtının motor, şanzıman, tork konvertörü, diferansiyel ve elektrik sistemi, satış tarihinden itibaren üç ay veya beş bin kilometre, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden işletmenin garantisi altındadır.
İşletme, garanti kapsamına giren hususları sigorta yaptırmak suretiyle karşılayabilir.
İşletmeler, belirtilenlere ilave garantiler de verebilir.
Ayıplı maldan sorumluluk Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür.
Satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.
(TKHK m. 9) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir.
Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir.
Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.
Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz.
Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır.
(TKHK m. 10) • Tüketicinin seçimlik hakları Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; • Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, • Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, • Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, • İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir.
Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir.
Buradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.
Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.
Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.
Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır.
Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir. (TKHK m.11) Zamanaşımı Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir.
Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.
(TKHK m. 12) b)Aracının Satışını Gerçekleştiren Satıcının Sorumluluğu (Bireysel) Bu tür satıcılar “İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik” kapsamında olmayan kişiler olup, araçlarını sattıkları alıcılar da tüketici sayılmazlar.
Sadece aracının satışını gerçekleştiren satıcıların sorumluluğu Türk Borçlar Kanunu’ndaki taşınır satışında satıcının ayıptan sorumluluğuna ilişkin hükümlere (TBK m. 219) tabidir.
Ayıptan sorumluluk Açık Ayıp: İlk bakışta göze çarpan, basit bir gözden geçirme ile anlaşılabilen ayıplardır.
Örneğin aracın kapısındaki çizikler, camındaki çatlaklar açık ayıbı oluşturur. Gizli Ayıp: İlk bakışta anlaşılamayan, zamanla ortaya çıkan ayıplardır.
Örneğin buji başlarının erimiş veya sorunlu olması gizli ayıbı oluşturur.
Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. (TBK m. 219) Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir.
Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur.
(TBK m. 222) TBK 222/1’e göre araç satışı gerçekleşmeden önce alıcının fark edip kabul ettiği veya satıcının alıcıya bildirdiği durumlarda satıcının ayıp sorumluluğundan bahsedilemez.
Bu konuda belirtmek gerekir ki ikinci el aracın piyasa değerinin altında bir fiyata satılmış olması, söz konusu ayıbın alıcı tarafından bilindiğini göstermemektedir.
Satıcı, sattığı ikinci el aracın ayıplarının varlığını alıcıya bildirdiğini veya alıcının ikinci el araçtaki ayıpları bildiğini iddia ediyorsa iddiasını ispatla mükelleftir.
Satış sözleşmesine bu durumu noterde yazdırmak en iyi ispat biçimidir.
Gözden geçirme ve satıcıya bildirme yükümlülüğü, alıcının, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorunda olmasıdır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz.
Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
(TBK m. 223) Satıcının ağır kusurunun sonuçlarına katlanmak zorundadır.
Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.
Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.
(TBK m. 225) Alıcının ekspertiz incelemesi yaptırma zorunluluğu yoktur.
Ayıpların satıcıya ihbar edildiğinin ispat yükümlülüğü ise alıcıdadır.
Bu nedenle noter kanalıyla ihtarname çekmek ya da iadeli taahhütlü mektup aracılığıyla bildirimde bulunmak alıcı tarafa ispat kolaylığı sağlayacaktır.
Alıcının seçimlik hakları Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
• Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
• Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
• Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
• İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
• Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Alıcıya ayıplı olarak verilen araç; ayıp nedeniyle, beklenmedik halden ötürü yahut mücbir sebepten ötürü yok olur veya ağır hasar alırsa alıcı yine yukarıda bahsettiğimiz seçimlik hakları kullanabilir.
Örneğin araçtaki ayıp bir kaza sonrasında öğrenilirse aracın pert olması vs. seçimlik hakların kullanılmasına engel olmaz.
Ayıp bu tür bir olaydan önce öğrenilse dahi araç sonradan pert olur, yok olur vs. olursa gene bu haklar kullanılabilir. Bu durumda alıcı yalnızca aracın elinde kalan kısmını vermekle yükümlü olur.
Eğer araçtaki bu tür eksiklikler alıcıdan ötürü ortaya çıkarsa alıcı yalnızca ayıptan ötürü araçtaki değer eksikliğini satıcıdan talep edebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.
(TBK m. 227) Dönmenin sonuçları TBK m. 229’da düzenlenmiştir. Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür.
Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir:
• Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi.
• Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi.
• Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi. Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.
Ancak satıcı bu ‘diğer zararlardan’ ötürü kusuru olmadığını ispat ederse bu ‘diğer zararları’ ödemek durumunda kalmaz. Yukarıda sıraladığımız talepler ise satıcının kusurundan bağımsızdır; satıcı kusuru olmasa da bunları karşılamak zorundadır.
Zamanaşımı Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz. (TBK m. 231)