Ataköy 7-8-9-10 Mah. D-100 Güney Yanyolu Nef 22 E Blok 9. Kat D:145 Bakırköy / İSTANBUL Tel : +905356887527
trende
ALACAĞIN TEMLİKİ

ALACAĞIN TEMLİKİ
Alacağın temliki, Türk Borçlar Kanunu madde 183 ile 194 arasında düzenlenmiş
olup yazılı bir devir sözleşmesi ile mevcut bir alacağın alacaklısının değişmesi
işlemidir.
Alacağın temliki sözleşmesi, TBK m.184 uyarınca yazılı şekle tabidir. Yazılı şekil
şartından kastedilen, temlik sözleşmesinin en azından adi yazılı şekilde yapılması
gerektiğidir. Kanunda aranan bu şekil şartı, geçerlilik şekli olup yazılı şekilde
yapılmayan alacağın temliki sözleşmesi geçersizdir
“…Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının alacak
talebine dayanak gösterilen 02/07/2009 tarihli devir ve temlik sözleşmesinde temlik
edenin Pürpa Metal San. ve Tic. A.Ş. olduğu, İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2005/2792
Sayılı dosyasında ipotek bedeli nedeni ile Ekinciler Dış Tic. A.Ş.’ye yapılan 400.000,00
TL ödemenin dosyaya iade edilmesi halinde bu iadeden Pürpa lehine doğacak hakların
tamamının Doruk Demir Çelik İnş. ve Malzemeleri.. Ltd. Şti.’ye devir ve temlik ettiği,
02/07/2009 tarihli temlik sözleşmesinin konusu alacak Güven Metal San. Tic. Ltd. Şti.
ve Ekinciler Dış Tic. A.Ş. arasındaki ticari ilişkiye dayalı olduğu, alacağın devri (temliki)
6098 Sayılı BK’nın 183 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, alacağın temliki
sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerektiği, somut olayda davacı Doruk Ltd. Şti.
davaya konu alacağı geçerli şekilde temellük ettiğini gösteren yazılı bir sözleşme
sunulmadığı, kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna
aktif husumet denildiği, bir davada aktif husumet ehliyetinin bulunup
bulunmadığı mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardan olduğu,
davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair
verilen karar Dairemizce düzeltilerek onanmıştır…”
(YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2020/4317 K. 2021/3121 T. 31.3.2021)
Alacağın temliki, alacaklı ile alacağı devralan üçüncü şahıs arasında, borçlunun
rızasına ve bilgisine ihtiyaç duyulmaksızın yapılabilen ve kazandırıcı tasarrufi işlem
niteliğini haiz, şekle bağlı bir akittir ya da kanun veyahut mahkeme kararıyla
gerçekleşen bir devirdir.
Alacağın temliki kanuni temlik, kazai temlik ve iradi temlik olmak üzere üçe
ayrılmaktadır.
Kanuni temlik kanunun öngördüğü hallerde irade beyanına gerek olmaksızın alacağın
üçüncü kişiye geçmesidir. Kazai temlik ise alacağın yargısal bir karar gereği başka
şahsa intikal etmesidir. İradi temlik ise temlik eden ve temellük eden arasında yapılan
sözleşme uyarınca, alacağın doğrudan devralana geçmesidir.
Alacağın temliki bir tasarruf işlemi olduğu için, alacağı devreden kişinin tasarruf
yetkisinin bulunması gerekmektedir. Tasarruf yetkisi devir işleminin yapıldığı anda
mevcut olmalıdır.
Alacağın temliki alacağın tamamı veya bir kısmı için söz konusu olabilir. Kısmi temlik
ancak alacağın bölünebilir olduğu durumlarda söz konusu olacaktır.
Alacağın devredilebilmesi için alacağın muaccel olmasına gerek yoktur Henüz mevcut
olmayan ileride doğacak hakların devrinin mümkün olup olmadığı tartışmalıyken, bu
konuda Yargıtay belli şartların varlığı halinde ileride doğacak alacakların da
devredilebileceği yönünde karar vermektedir.
“Alacağın temlikinde alacaklı, halen sahip olduğu bir hakkını devredebileceği gibi,
henüz mevcut olmayan, müstakbel bir alacağını da devredebilir.” (Yargıtay 13. Hukuk
Dairesi, 2014/40855 E., 2015/35505 K., T.03.12.2015.)
Alacağın temliki için mevcut ve hukuken geçerli bir borç ilişkisinden doğan bir alacak
olmalıdır. Mevcut olmayan veya geçerli olmayan bir borç ilişkisine dayalı temlik
yapılamaz.
Alacağın temliki işleminin geçerli olabilmesi için devri mümkün olan bir alacak
olmalıdır. TBK’nın 183. maddesinin 1. fıkrasına göre sözleşmeden veya işin
niteliğinden kaynaklanan durumlarda alacak devredilemez. Taraflar yapmış oldukları
sözleşmede alacak hakkının devrini kısmen veya tamamen veya şarta bağlı olarak
yasaklayabilirler. Alacağın temliki için, örneğin TMK madde 25 uyarınca manevi
tazminat istemi karşı tarafça kabul edilmedikçe devredilemez. Yine TBK madde 239
uyarınca aksine anlaşma olmadıkça sözleşmeden doğan önalım, alım ve geri alım
hakları devredilemez.
Alacağın temliki için borçlunun rızasına gerek yoktur. Ancak borçlu, alacağın
devredildiğinin, devreden veya devralan tarafından, kendisine bildirilmediği hallerde,
önceki alacaklıya iyi niyetli olarak ödeme yaparak borcundan kurtulacağından,
alacağının devrinin borçluya bildirilmesi önem arz etmektedir. Borçlu, devri öğrendiği
sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları(defileri), devralana karşı da ileri
sürebilir. Borçlu, devri öğrendiği sırada muaccel olmayan alacağını, devredilen
alacaktan önce veya onunla aynı anda muaccel olması koşuluyla borcu ile takas
edebilir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 188. maddesine göre; “Borçlu, devri öğrendiği sırada
devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir.” Buna
göre temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye)
karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan
davacıya) karşı da ileri sürebilir.” (Yargıtay 15. H.D., 2020/627 E., 2020/3297 K.,
T.22.12.2020.)
TBK’nın 187. maddesi uyarınca “Kime ait olduğu çekişmeli bulunan bir alacağın
borçlusu, ifadan kaçınabilir ve alacağın konusunu hâkim tarafından belirlenen yere
tevdi etmekle borçtan kurtulur. ”. Dolayısıyla borçlu, kime ait olduğu çekişmeli olan
borcunu, hâkim tarafından belirlenecek tevdi mahalline ödeyerek borcundan
kurtulabilir. Zira borçlu, alacağın çekişmeli olduğunu bildiği hâlde bir kimseye ifada
bulunursa, bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur.
Alacağın devri ile alacak hakkı devredenin malvarlığından çıkarak, devralan kişinin
malvarlığına borçlunun rızası olmaksızın geçmektedir. Alacağın temliki halinde, asıl
alacakla birlikte bu alacağa bağlı olan haklar da devralana geçer. TBK m.189 uyarınca,
alacağa bağlı olan tazminat ve cezai şart talep etme hakkı, teminat, kefalet, rehin ve
faiz gibi haklar da alacağın temlikiyle birlikte temlik alana geçer. Ancak devredenin
kişiliğine özgü olan öncelik hakları ve bağlı haklar alacağın devrinin kapsamı
dışındadır. Devralan alacaklı aynı zamanda alacak hakkı üzerinde tasarruf yetkisi de
kazanır. Böylece alacakla ilgili olarak devir, icra ve dava işlemlerini de devralan kişi
yapma yetkisine sahip olmaktadır.
‘’…Alacağın temliki ile alacak hakkı, bunu devralan üçüncü kişiye geçer. Böylece
devralan daha önce temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder,
bunun üzerinde “tasarruf etme” yetkisini kazanır. Temlik eden alacaklının da bu
aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından, bu alacağa dayalı
olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir. Bu durumda temlik işlemi
ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan
üçüncü kişi geçer.” ( Yargıtay 19. HD. E. 2008/1366, K. 2008/3451, T. 04.04.2008)

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Bir Yorum Yazın

Hemen Ara