Cebri icra, hukukumuzda cüz-i icra ve külli icra olmak üzere ikiye ayrılır. Cüz-i icrada alacaklıların alacağını borçlunun mamelekinden yani malvarlığından alacağı oranında alması söz konusudur. Konumuz bakımından önemli olan külli icrada yani iflasta ise tüm alacaklıların alacaklarını borçlunun tüm malvarlığından alması söz konusudur.
Bu kısa açıklamalardan hareketle iflası takip hukuku bakımından; “ticaret mahkemesince iflasına karar verilen borçlunun, haczedilebilen bütün malvarlığının cebri icra yoluyla paraya çevrilip, bundan bilinen bütün alacaklılarının tatmin edilmesini sağlayan külli bir cebri icra yolu” olarak tanımlayabiliriz.
İflasa Tabi Olan Şahıslar
Öncelikle ifade etmek gerekir ki iflas kararı verilebilmesi için borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması gerekir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olup olmadığı hususu taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen araştırılmak zorundadır. İflasa tabi şahısların başında ise tacirler bulunur. Hukukumuzda kural olarak yalnızca tacirler iflasa tabi olmakla beraber, tacirler dışında; tacir sayılanlar ve tacirler hakkındaki hükümlere tabi olanlar ile özel kanunlarına göre tacir olmadıkları halde iflasa tabi oldukları bildirilen şahıslar da iflasa tabidirler.
İflas Sebepleri
İflâs yoluna başvurabilmek için, alacağın para veya teminat alacağı olması gerekir (m. 42). Bu sebeple, örneğin, bir malın teslimi borcunun yerine getirilmemesi sebebiyle borçlunun iflâsı istenemez. Ancak, para alacağının miktarı önemli değildir. Çok cüz’i bir alacak için de, borçluya karşı iflâs yoluyla takip yapılabilir.
Tacirler her türlü borçlarından dolayı iflâsa tâbi olmakla birlikte (TTK m. 18, 1), iflâsa tâbi olan diğer kişiler bakımından bir takım sınırlamalar bulunmaktadır. Kamu alacaklarından dolayı da iflâs istenebilir.
İflas sebepleri, genel iflas sebepleri ve özel iflas sebepleri olmak üzere ikiye ayrılır.
Genel iflas sebepleri;
- Bir tacirin muaccel olan para borcunun ödenmemesi
Özel iflas sebepleri;
- Sermaye şirketlerinde ve kooperatiflerde pasifin aktifi aşması. (Borca batıklık durumu)
- Tereke mevcudunun borcunu ödemeye yetmemesi (Terekenin borca batık olması.)
- Tacire karşı başlatılan haciz yolu ile takipte tacirin malvarlığının yarısını kaybetmesi ve geriye kalan malvarlığının mevcut ve 1 yıl içerisinde muaccel hale gelecek borçları ödemeye yetmemesi durumu.
İflasta Yetki
Alacaklının borçlu hakkında iflas yolu ile takip yapabilmesi için icra dairesinden iflas takip talebinde bulunması gerekmektedir. İflas kararını almak isteyen alacaklı ise Asliye Ticaret Mahkemesi’ne iflas davası açmalıdır. İflas kararını Asliye Ticaret Mahkemesi verecektir.
Yetkili İcra Dairesi
İflas yolu ile takipte, borçlunun muamele (işlem) merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesi yetkilidir. Ancak bu yetki, kesin yetki hali değildir ve bu doğrultuda kamu düzenine ilişkin değildir. Bu nedenle kamu tüzel kişilikleri ve tacirler, aralarında akdedecekleri bir yetki sözleşmesi ile yetkili olabilecek icra dairelerini belirleyebilirler.