Sözleşme hukuku avukatı
Sözleşme hukuku avukatı
Sözleşme hukuku avukatı , sözleşme hukukunda; iki ya da daha fazla kişi arasında yapılan ve koşullarına uyulması yasayla desteklenmiş olan antlaşmalara denir. Tarafların birbirine uygun irade açıklamalarıyla yapılan bir hukuki işlem olan sözleşmenin genel olarak belirli bir biçimde yapılması zorunlu değildir. Sözleşme hukuku avukatı ile bu detaylara erişerek sizler için en uygun sözleşmeyi hazırlanamanız bu durumda en uygun seçenek olacaktır.. Ama bazı tür sözleşmelerin belirli biçimde yapılması yasalarda öngörülmüştür. Örneğin, taşınmaz malların satış sözleşmesinin resmi biçimde yapılması zorunludur. Sözleşmenin yazılı biçimde yapılması anlaşmazlık durumunda kanıtlamayı kolaylaştırmak için de yararlıdır. Sözleşme hukuku avukatları bu ve buna benzer sabit sözleşmeler için ince detaylara hakim ve sizleri yönlendirmekte profesyonel kişilerdir.
T.C. Anayasası 48.maddede “herkesin çalışma ve sözleşme hürriyeti” olduğundan bahsetmektedir. Bu da kişilerin anayasal düzende korunan sözleşme hukuku haklarını göstermektedir. İş hukuku bahsinde anlattığımız çalışma hakkı ile ilgili anayasal durumlar burada da geçerlidir. Çünkü bireyler çalışmak için belirli sözleşmeler kurmak zorundadır, çalışma ve sözleşme hürriyetinin birlikte anılmasının sebebi budur.
Türk Sözleşme Hukuku’na hakim ilkeler arasında; Sözleşme yapma özgürlüğü, Sözleşme yapmama özgürlüğü, Sözleşme serbestisi, Sözleşme hükümlerince korunma, Taraf iradelerinin uyumu vardır.
Sözleşmelere uygulanacak genel ilkeler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunda belirtilmiştir. Şöyle ki; Borçlar Kanunu’nda “sözleşme” kelimesi 721 kez zikredilmiştir. Bunun yanında birçok sözleşme türünün kendilerine has ilkeleri düzenleyen mevzuat bulunmaktadır. Söz konusu mevzuatlarda bahsi geçen sözleşmelere uygulanacak özel hükümlerin sınırları çizilmiştir.
Türkiye’de Sözleşme Hukuku alanında Ariyet Sözleşmesi, Arsa Payı Karşılığı Kat Yapımı Sözleşmesi, Bağışlama Sözleşmesi, Devre Mülk Sözleşmesi, Kira Sözleşmesi, Evlilik Sözleşmesi, Satım Sözleşmesi, Factoring Sözleşmesi, Kefalet Sözleşmesi, Hisse Devir Sözleşmesi, Şirket Sözleşmesi, Due-Diligence sözleşmeleri en sık kullanılan sözleşme tipleri olup büromuz bu alanlarda en kaliteli avukatlık hizmetlerini vermeyi hedeflemektedir.
FİKRİ VE SİNAİ HAKLAR HUKUKU
Hukukun metafizik dalı olarak da nitelendirilebilecek olan Fikri Haklar Hukuku alanında fikirler değil, bu fikirlerin fiziki ortama kaydedilmiş ve böylelikle somutlaştırılmış ifade tarzları korunmaktadır. Korunabilir fikir ürünleri, biçimlendirilme şekillerine göre; eserler, buluşlar, tasarımlar, entegre devre topografyaları, markalar, coğrafi işaretler, ticaret unvanları, işletme adları, internet alan adları olarak örnek verilebilir. Fikir ürünlerinin yasal korunması fikir ürünleri üzerinde haklar veya kısaca fikri haklar terimi ile ifade edilir. Fikir ürünlerinin korunması, fikrin ifade biçimine göre, değişik yasal düzenlemelerle sağlanmaktadır. Bazı fikir ürünleri bir yasadan, bazıları ise birden çok yasadan yararlanarak, belgeli veya doğal olarak korunmaktadır. Marka, patent, endüstriyel tasarım ve faydalı model hakları ile ilgilİ danışmanlık hizmeti verilmesi ve uyuşmazlıklardan doğan davaların takibi,telif hakları,ticari sırların kötüye kullanılmasının engellenmesi gibi alanlarda fikri ve sinai haklar hukuku kullanılmaktadır.
Markalar özet bir tanımla; bir ticari işletmenin sunduğu ürün ya da hizmetleri başka bir ticari işletmenin ürün ya da hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan işaretlerdir. Markalar bir yönüyle “bir işletmenin parmak izidir” denilebilir. Marka bir işletmenin tüm varlıklarını temsil eden, ayırt edici bir işarettir. Markalar ülkemizde ilgili yasal mevzuat hükümleri gereğince Türk Patent ve Marka Ofisi’ne yapılacak bir tescil süreci sonunda alınacak bir tescil belgesi ile 10 yıllık dönemler halinde korunurlar. Bir marka 10 yılda bir ödenecek yenileme harcı ile sonsuza kadar korunabilir. Bu nedenle kümülatif –birden fazla fikri hakkı içinde barındıran- korumanın olduğu durumlarda markanın bu özelliği de göz önüne alınarak marka koruması talep edildiği uygulamada karşımıza çıkmaktadır.
Markanın Korunması Hakkı:
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan kişi adları, sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markalar, sözcük, şekil, harf veya sayılardan oluşabilir. Markalar genellikle ticaret ünvanları ile karıştırılmaktadır. Ticaret ünvanı tacirin (gerçek kişi veya tüzel kişi tacirler), marka ise mal ve hizmetlerin kimliğini diğerlerinden ayırmaktadır.
Marka tescil edildikten sonra ayırt edici karakterini değiştirmeden, farklı unsurlarla bir başkası tarafından kullanılamaz, aksi markayı kullanım hakkını ihlal etmektir. Tescilli bir marka, başkasına devredilebilir, miras yoluyla intikal edebilir, kullanma hakkı lisans konusu olabilir, rehin edilebilir ve teminat olarak gösterilebilir.
Markaya Tecavüz Halleri:
1- Başkasına ait tescilli markanın biçim , anlam itibariyle eşini kullanmak
2-Hak sahiplerinden başka kişiler tarafından markanın ve benzerlerinin kullanılması
3- İşareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi ve stoklanması
4- İşareti taşıyan malın ithali ve ihracı
5- İşaretin iş evrakı ve reklamlarda kullanılması
6- İltibas yaratmak
7- Tecavüz yolu ile kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak , dağıtmak , ticari amaçla elde bulundurmak
8- Lisans yoluyla verilmiş hakları genişletmek veya devretmek
9-Tecavüz fiillerine iştirak, yapılmasını teşvik etmek yada kolaylaştırmak
10- Markayı veya benzerine taşıyan ürünün veya malın nereden alındığını yada nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak