Ataköy 7-8-9-10 Mah. D-100 Güney Yanyolu Nef 22 E Blok 9. Kat D:145 Bakırköy / İSTANBUL Tel : +905356887527
trende

İŞ KAZASI NEDİR?

18.07.2022
208
İŞ KAZASI NEDİR?

İŞ KAZASI NEDİR?

İş kazası, iş kazaları avukatlarınca İş kazası, Sigortalının işyerinde bulunduğu anda, yürütülmekte olan iş nedeniyle, işçinin işveren tarafından görev ile başka bir bölgeye gönderilmesi nedeniyle iş yapmaksızın geçen sürelerde veya işin yapıldığı yere gidiş sırasında oluşan ve işçinin bedenen ve ruhen sakatlanmasına neden olan kazalara iş kazası denmektedir.

İŞ KAZASI KİMLER TARAFINDAN VE HANGİ SÜREDE BİLDİRMELİDİR?

İş kazası işveren tarafından emniyet güçlerine hemen, SGK’ ya ise kazadan itibaren 3 iş günü içerisinde bildirilmelidir. İşveren kötüniyetli olarak bildirim yapmamış ise İş kazası, kazaları avukatlarına iş kazası işçi tarafından derhal kuruma bildirilmelidir.

İŞ KAZASI MEYDANA GELDİKTEN SONRA NE YAPILMALIDIR?

İş kazası sonucunda İşçi en yakın sağlık kuruluşunda tedaviye alınmalıdır. Sonrasında ise işçiye tedavi süresince iş kazası nedeniyle geçici iş göremezlik ödeneği ödenmelidir. Ancak maluliyet raporuna göre %10 üzerinde maluliyet çıkması durumunda işçiye aylık bağlanır. İş kazası avukatı bu hususu ciddiyetle incelemelidir.

İŞ KAZASINDA İŞVERENİN SORUMLULUĞU NEDİR?

İş kazaları avukatının görüşüne göre İşverenin iş kazası dolayısıyla meydana gelen zarardan tehlike esasına dayalı kusursuz sorumluluğu  bulunduğu düşünülür.

Yargıtay’ın dayandığı ilke olan tehlike(risk) ilkesine göre işveren kazada bir kusuru olmasa da meydana gelen zarardan sorumludur.

İş kazası avukatlarının da karşılaştığı üzere İş davalarında bu kural üzerinden yargılama yapılmakta ve çoğu zaman davalı firmalar tazminatla karşı karşıya kalmaktadır.

”…Risk ilkesi ve bunun sebep olduğu sorumluluk bir Yargıtay kararında şu şekilde açıklanmıştır:

Gerçekten kimi tehlikelerle dolu uğraşılardan doğan zararlı sonuçlar, bazı kere insan eylem ve iradesi dışında meydana gelebilir. Dış çevrede belirli tehlikeler yaratan uğraşı ve davranışların sonuçlarından kaçınma ve bunları önleme olanağı olmasa bile, bu uğraşlardan yararlananlar bundan sorumlu olmalıdır.

Zarar sorumluluk kaynağı tehlikeye bağlı olarak ortaya çıkar. Risk nazariyesi olarak nitelendirilen ve kabul edilen bu görüş çerçevesinde vücut gücüyle topluma yararlı işler sağlama amacında bulunan kişiler korunur.

İş kazaları avukatı olarak görüşümüz  burada işverenin iş  kazası nedeniyle sorumluluğu akdi bir sorumluluk olarak sadece kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı veya suç sayılır bir eylemi sonucu meydana gelen zararlara ilişkin olmayıp, tehlike(risk) nazariyesine dayalı kusursuz sorumluluğu da içerir.

Zira işveren iş akdiyle, işçisini iş ve işyeri tehlikelerine karşı korumayı taahhüt ettiği gibi, önlenmesi mümkün olmayan tehlikelerden doğacak zararları da taahhüt etmiş sayılır….”

( Y. 21.HD.23.01.1996, 95/7235-96/122)

Belirttiğimiz Yargıtay kararına dayanak olan eski tarihli bir  karar da bu yönde düzenleme getirmiştir. Y.9. HD. 19.12.1969, 8905/11732 sayılı kararı uyarınca;

“ İş hukuku alanındaki bilimsel içtihatlar ve özellikle risk nazariyesi, sanayinin gelişmesiyle iş kazalarına karşı işçilerine garantiler getirme zorunluluğunun belirgin bir ifadesi olarak görünür.

Yine meseleyi sosyal plan üzerinde inceleyen risk nazariyesi, bütün sosyeteyi faydalandıran bir ilerleyiş hamlesine, elleri ile çalışanları feda etmenin en ilkel adalet fikrine karşıt olacağı görüşünü savunur. Bu nazariyeden ilham alınarak, iş kazalarında klasik sorumluluk kurallarının iktibası yoluna gidilmiş ve işverene risk yükleyen içtihat da hukukun temel ilkelerinden biri olarak vücut bulmuştur.”

Söz konusu Yargıtay kararları dikkate alındığında; İş kazası avukatları olarak görüşümüz işverenin kusursuz sorumluluk esaslarına göre sorumlu tutulduğu tazminat davalarında sorumluluğu doğuran unsur işveren dışındaki bir şahsın kusuru ya da kaçınılmaz olaylardır.

İşverenin sorumluluğu için tehlikenin işin yürütülmesi esnasında ortaya çıkmış olması yeterlidir. İş kazası avukatına dava konusu kazayı ayrıntıları ile anlatmanız yargılama aşamasında oluşabilecek olumsuzlukları giderci etki doğuracaktır.

İŞ KAZASI GEÇİREN İŞÇİNİN İŞVERENİ ŞİKAYET HAKKI VE İŞVERENİN KARŞILAŞABİLECEĞİ YAPTIRIMLAR NELERDİR?

a- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğüne şikayet:

İş kazası avukatının başvurusu ile İşçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına uymayan işveren iş kanununun ‘Ceza Hükümleri ‘ başlığı taşıyan 97-108 nci maddelerinde belirtilen cezalara muhatap olacaktır.

Cezalar hayati tehlike arz eden noksanların bulunması halinde noksanlar giderilinceye kadar işin bir bölümünü durdurma veya kapatma şeklinde veya idari para cezaları şeklinde uygulanır.

İdari para cezaları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüklerince verilir, Bunun için önce İşçi şahsen veya tavsiye ettiğimiz üzere iş kazası avukatları vasıtasıyla İl Çalışma Müdürlüğüne şikâyette bulunarak  Maluliyet Raporu Düzenlenecek. Bu Rapor iş kazası nedeniyle Maddi Ve Manevi Tazminat Davası Açmak Bakımından Son Derece Önemlidir.

Çünkü Kusur Ve Sürekli İş Göremezlik Oranları Belli Olduğunda İstanbul İş kazası avukatı vasıtasıyla Dava Açmak Gerekmektedir; Bu İşlemler Tamamlanmadan, İş Mahkemesinde Açılan Bir Dava Görülerek Karara Bağlanamaz; Kuruma Başvurarak Bu İşlemleri Yaptırmamış Sigortalıya, Mahkemece Bu İşlemlerin Yapılması Ve Kendisine Gelir Bağlanmasını Sağlamak Üzere Süre Verilir.

Ayrıca, Kazalı İşçi, Kazayı Gören İş Arkadaşlarını, İşverenlerine Haber Vermeden Sigorta Müfettişine Götürerek Dinletebilirse Ve Böylece Açılacak Davada, Özellikle “Kusur” Yönünden Önemli Kanıtlar Karartılmadan Elde Edilebilecektir.

b-Cumhuriyet Savcılığına Şikayet:

İş kazası avukatına göre İş kazasının meydana gelmesi durumda ise, sorumlular işçinin veya iş kazaları avukatlarının şikâyeti ile Türk Ceza Kanununun 455-459 uncu maddeleri uyarınca cezalandırılırlar. İş kazası sonucunda 10 günden daha az süreli hekim raporu alınmışsa takibi şikâyete bağlı bir suç oluşmuştur. Kazaya uğrayan şahıs şikâyetçi olmaz ise yasal işlem yapılmaz.

Meydana gelen iş kazalarının mahalli incelenmesi genellikle teknik nitelikteki bilirkişilerce yapılmakta, Cumhuriyet Başsavcıları suçun özelliğine ve niteliğine göre ilgili ceza mahkemesine dava açarak; sorumluların ‘ Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme ve yaralanmaya sebebiyet vermekten cezalandırmaları talep etmektedir.

Ceza hâkimi de olayı detaylarıyla inceleyerek; delilleri ve bilirkişi raporlarını değerlendirilmekte ve sonuçta sorumluları cezalandırmaktadır.

İşverenlerin Sorumluluğun Kapsamı ve Bu Sorumlulukta Kusurun Rolü:

İşyerinde yukarıda belirtilen kurallara uyulmaması nedeniyle iş kazası ve meslek hastalığına maruz kalan, bu yüzden zarara uğrayan işçi işverenden İstanbul iş kazası tazminat davası avukatı /avukatları vasıtasıyla tazminat talep edebilir. Kuşkusuz iş kazasına uğrayan işçinin sigortalı olması halinde Sosyal Sigortalar Kanunu uyarınca kendisine sağlık yardımları yapılır (m. 12), geçici ve sürekli iş göremezlik ödenekleri bağlanır. Sorumluluk hukukunun genel ilkelerine göre mağdurun zararının tümünün tazmin edilmesi gerekir.

Öte yandan, sigortaca zarara uğrayan işçinin veya ölümü halinde hak sahiplerinin manevi zararını karşılayacak herhangi bir ödeme de yapılmaz. Bu nedenle iş kazası nedeniyle zarara uğrayan işçiler sigortaca karşılanmayan zararları için işverene iş kazası nedeniyle maddi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı davası açabilirler. Ayrıca işçi koşulları varsa manevi tazminat da alabilir.

İŞ KAZASI NEDENİYLE İŞVERENLER TARAFINDAN ÖDENECEK TAZMİNATLAR:

-Maddi Tazminat:

İşçi, işverenin iş güvenliği önlemlerini almaması sonucu uğradığı bedensel ve ruhsal zararlarını işverene tazmin ettirebilir. Buna göre, mağdurun çalışma gücünü yitirmesinden ya da iktisadi geleceğinin sarsılmasından doğan zararın tazmin edilmesi gerekir. Bu hükme dayanılarak İş kazası avukatı tarafından açılacak tazminat davasında, iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda işçinin çalışma gücünde meydana gelen eksilme nedeniyle uğradığı gelir kaybının giderilmesi amacı güdülür. İşçi hakları avukatı bu hususa dikkat etmelidir.

Mahkemece verilecek hüküm anında işçi tamamen iyileşmişse, çalışma güçsüzlüğünün sonuçları hali hazır ve gerçek zarar olarak belirlenir. Bu da onun çalışamadığı günler nedeniyle alamadığı normal ücreti ile yasalardan ve sözleşmelerden doğan sair işçilik haklarıdır.

Buna karşılık, iş kazası sonucunda işçi belirli oranda sakat kalmışsa, işçinin çalışma gücündeki azalmayı gelecekteki ve muhtemel zarar olarak hesaplama zorunluluğu vardır. Bu durumda zararlandırıcı olayın tarihi ile normal iş görebilirlik süresinin bitim tarihine kadar olan zaman içinde, uygun neden-sonuç bağı çerçevesinde iş kazası nedeniyle İş kazası avukatları tarafından işçinin malvarlığındaki her türlü gelir kaybı hesaplanarak işçiye ödenir.

Çalışma gücü kaybının belirlenmesi uzmanlık işi olması nedeniyle iş mahkemelerince bilirkişiye başvurulmaktadır.

-Manevi Tazminat:

İş kazası avukatına göre İş kazası veya meslek hastalığı yüzünden bir zarara uğramış işçinin manevi tazminat isteyebilmesi için yasaya göre “özel hallerin” bulunması gerekir. Her şeyden önce işverenin kusurlu bulunması gerekir.

Başka bir deyimle, işveren iş güvenliği önlemlerini almakta kusurlu ise manevi tazminata mahkûm olabilir.

Manevi tazminatın işverenin kusurlu davranışına dayandığı durumlarda işverenin hafif veya ağır kusurlu bulunması hükmedilecek tazminat miktarını etkileyebilecektir. Bunun gibi, işçinin birlikte kusuru da manevi tazminattan indirimi gerektiren bir nedendir.

Yukarıda görüldüğü gibi maddi tazminatın tutarı takdire yer vermeyen daha ziyade rakamlara dayalı bir matematik yöntemle belirlenir. Buna karşılık, manevi tazminatın miktarı olayın özelliklerini göz önünde tutan yargıç tarafından takdir edilir.

Ülkemizde ise yargı organının manevi tazminatları son yıllara kadar çok düşük takdir etmesine karşın özellikle son bir kaç yıl içinde bu tutumunu değiştirdiği ve yüksek manevi tazminatlara hükmettiği gözlenmektedir.

İş Göremezlik Tazminatı :

Meydana gelen iş kazası veya meslek hastalığı durumlarında, İş kazası avukatının da talebiyle meslekte kazanma gücü kayıp oranı % 10 ve daha fazla ise, SSK tarafından sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmaktadır.

 Sürekli iş göremezlik tazminatı avukatınız ile bu hususu ayrıca görüşmeniz gerekir. Ayrıca, iş göremezlik derecesi % 10’dan aşağı olan durumlarda da işçinin cismani zararı olduğu halde, SSK tarafından sürekli iş göremezlik geliri bağlanmamaktadır. SSK tarafından bağlanan gelir, gerçek zararın bir karşılığı olmayıp, bir sosyal güvenlik geliri niteliğindedir.

Bu nedenle iş kazası nedeniyle iş görme gücünde azalma olan veya iş göremez duruma düşen işçi, sürekli iş göremezlik tazminatı avukatı vasıtasıyla dava açarak, SSK tarafından karşılanmayan zararını işverenden isteyebilir.

İş kazası tazminat davası açabilmek için öncelikle iş kazası avukatınızdan /iş kazaları avukatından destek almalısınız.

Bize en sık gelen soruların  başında  iş kazası avukat veya iş kazaları avukatı hangi evrakları ister?

Bu sorunun cevabı için avukatınızla birebir konuşmalısınız.

İŞYERİNİN DEVRİ DURUMUNDA İŞ KAZASINDAN SORUMLULUK NASILDIR?

Borçlar Kanunu 179. maddesi uyarınca işyerinin devri halinde eski ve yeni işveren işçiler açısından dayanışmalı sorumludurlar. Söz konusu dayanışmalı sorumluluk kuralının aksinin kararlaştırılması ise mümkün değildir.

Yasal düzenlemeler ve yerleşik Yargıtay içtihatları karşısında eski işveren zamanında meydana gelen kaza dolayısıyla ortaya çıkan zarardan devralan şirketin de müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu apaçık ortadadır. İstanbul’da bu tür işyeri devirlerinin son yıllarda arttığını gözlemlemekteyiz.

İş kazası avukatına göre İş yerinde yaşanan sorunlar genel olarak işveren ve işçi arasında yaşanan sorunlardır. Burada bilinmesi gereken işçinin ve de işverenin belli sınırları olduğudur. İş yerinde bir sorun yaşadığınız zaman bazen ne yapmanız gerektiğini ve de nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini bilemezsiniz. İstanbul’da iş kazaları avukatı arayanlar genelde işçilik tazminatı, bazen maaş ödemeleri, bazen prim ödemeleri gibi sıkıntılar yaşamaktadır.

Sizde iş kazası avukatı arıyorum diyorsanız Bu tarz sıkıntılarda hukuksal bir süreç başlatmaya karar vermelisiniz. Eğer böyle bir süreç başlatmaya karar verdi iseniz, işçi haklarınızın çiğnendiğini düşünüyorsanız avukatlık ofisimize gelebilirsiniz. Bu şekilde hangi konuda sıkıntınız olduğunu paylaşabilir ve de nasıl bir çözüm yolu beklentiniz olduğunu anlatabilirsiniz.

Avukatlık büromuza gelerek işçi mahkemesi avukatlarına ilk önce hangi konu hakkında sorunlar yaşadığınızı belirtebilir ve de bu süreçte yapılması gerekenleri birlikte belirleyebiliriz. Yıllık izin, iş sözleşmesinin feshi gibi birçok farklı durum ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Yine iş yerinde iş kazası geçirmişseniz ve de iş kazası nedeniyle tazminat davası açmak isterseniz İş kazaları avukatları ile görüşmelisiniz.

İş hukuku avukatı ve işçi hakları gerçekten de çok geniş ve de kapsamlı olan bir hukuk dalıdır. Bu nedenle bu konular hakkında bir sorun yaşadığınız zaman kesinlikle iş hukuku konusunda uzman olan iş hukuku avukatı ile çalışmalısınız.

Avukatlık büromuz iş hukuku konusunda engin tecrübelere ve de bilgilere sahiptir. Sizin için hukuksal anlamda hangi sürecin daha kolay olabileceğine karar verebiliriz. Dava süresi boyunca incelemeler yapabilir ve de delillerin toplanmasına olanak sağlayabiliriz. Birçok konuda size yardımcı olacak ve de aynı zamanda bu süreci size kolaylaştırmak adına da elimizden geleni yapacağız.

İş hukuku konusunda bulunan tecrübelerimiz ve de birçok farklı konuda hukuksal bilgilerimiz eşliğinde sizin için en doğru çözüm yolunu bulabiliriz. Bu gibi konularda tek başınıza karar veremeyebilir ve de sıkıntı yaşayabilirsiniz. Ancak bu süreci sizin için kolaylaştırmak için varız.

İŞTEN ÇIKARILMA, İŞE İADE VE İŞÇİLİK ALACAĞI:

İş avukatı, işçi işten çıkarıldığında ya da işyeri ile ilgili bir sorun oluştuğunda aramaktadır.

İş hukuku avukatına göre; Ülkemizde haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın işten çıkarılma vakıalarına sıkça rastlanmaktadır.İş hukuku avukatı bu hususta oldukça dertlidir.

Ancak İş avukatı ve Yargıtay’ca da kabul edildiği üzere işçinin iş akdinin  feshi “son çare” olarak başvurulması gereken bir yoldur. İşçinin iş akdinin feshi yoluna müracaat etmeden önce işverenin, işçinin ilgili işyerinde çalıştırılması yönünde alınması gereken tüm önlemleri alması gerekmektedir.Özellikle İstanbul’da iş davalarında artışlar gözlemlenmektedir.İş avukatı olarak iş davalarının uzun sürmesi endişelerimizi arttırmaktadır.

İş hukuku avukatına göre Bu yol tükendiğinde ancak iş akdinin feshi gündeme gelebilir. İşçinin iş akdinin feshinin son çare olarak gerçekleştiği olgusunu işveren ispat etmek zorundadır. İşçi avukatı olarak görüşümüz İşe iade davası, fesih bildiriminin  tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde açılmalıdır.

Aksi takdirde iş davası açma hakkı düşmektedir.İşçi, işverenle tekrar çalışma niyetinde değilse bu takdirde işçilik alacağı davası açabilir.Bu dava için işçi mahkemesi avukatlarının işçilik alacak kalemlerini iyi saptaması gerekmektedir.

Mesela;fazla çalışma,maaş alacağı,ücretli yıllık izin alacağı,hafta sonu ve bayram tatili çalışması vs. gibi alacaklarının iyi değerlendirilmesi davanın seyri açısından önemlidir.Her iki iş davasının ispatı açısından en az 2  bordro şahidine ihtiyaç vardır. işçi hakları avukatlarına bildirdiğiniz şahitlerin ifadeleri doğrultusunda bilirkişi raporunu şekillenecektir.

İŞYERİNDE İMZALANAN İBRANAMENİN HUKUKİ NİTELİĞİ NEDİR?

İşçi avukatı ve de Yargıtay’ın yerleşik kararları, hak ve nısfet kuralları, dürüstlük ve iyiniyet kuralları, hayatın olağan akışının gerektirdiği kurallar ışığında işyerinde imzalanan ibranamenin ödenilen miktar için makbuz niteliğinde olduğu görülmektedir.

Yargıtay’ın yerleşik kararları ile de sabit olduğu üzere işçinin işverene verdiği ibranamenin kural olarak, işçiye yapılmış olan ödemeyle sınırlı olmak üzere bağlayıcılığı asıldır.Mümkünse ibranameyi imzalamadan önce İş avukatınızı aramanız ve onun talimatları doğrultusunda işlem yapmanız daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır.

(HGK. 16.6.1971 T.,1215 E.,378 K.)

İş hukuku avukatına göre Yine yargısal kararlarda, işçiye yapılmış olan ödemelerin miktarını belirleyen ve ibraname adı altında düzenlenmiş olan belgelerin makbuz niteliği taşıdığı kabul edilmiştir.

(HGK. 17.3.1978 T. 1977/10 E.1978/250 K.)

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.04.1983 tarihli kararında da bu esaslara dayanılarak benzer bir durum şu şekilde hükme bağlanmıştır:

“Davacının makbuz niteliğindeki bu ibraname dışında kalan haklarını ve bu arada noksan ödeme varsa bu kesim alacağını istemesini engelleyici bir neden bulunmamaktadır.

O halde bozma ilamında belirtildiği gibi salt ibranameye dayanarak davanın reddi cihetine gidilmesi, iddianın sebebine ve ileri sürülüş biçimine de uygun düşmemektedir

Bu itibarla, özel dairenin ibranameyi esas alarak yapmış olduğu bozma nedenine karşı yerel mahkemece direnilmesi Hukuk Genel Kurulunca da uygun görülmüştür.”

İŞ (İŞÇİ) MAHKEMESİ AVUKATINDAN PRATİK BİLGİLER:

İşten ayrılmayı düşünüyorsunuz ya da işvereniniz sizi işten çıkarmayı planlıyor.Bu durumda iş (işçi) Mahkemesi avukatı,işçi avukatı aramadan önce yapmanız gerekenler aslında çok basit ancak bu aşamada sinirlerinize hakim olmanız şart.Çünkü çoğu çalışan bir anlık öfke ile istifa etmekte ya da işyerini terkedip işi bırakmakta ve günlerce işe gitmemektedir.Pişman olup işyerine döndüğünde ise devamsızlık nedeniyle iş akdinin feshedildiği sürprizi ile karşılaşmaktadır.Size işçi avukatı olarak acizane birkaç önerimiz olacak;

1-İşten ayrılmayı düşünüyorsanız ya istifa edeceksiniz veya iş akdinizi haklı bir nedenden dolayı tek taraflı sona erdireceksiniz.

Ancak yazılı bir iş sözleşmeniz varsa sözleşme koşullarını iyi irdeleyerek çözüm yolu bulmalısınız.Aksi takdirde tazminat ödemek zorunda kalabilirsiniz.İş akdinizi haklı bir nedenle feshetmek için adı üzerinde haklı bir nedeninizin bulunması gerekmektedir.(Sağlık nedenleri,işverenin davranışları,ücret ve diğer sosyal haklarla ilgili problemler vs)Haklı nedenleriniz yokken bu hakkınızı kullanmanız yine tazminat ödemenize yol açabilir.

2-İşverenin işçinin iş akdini sona erdirmesi halinde ise feshin haklı veya geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığı irdelenmelidir.Fesih bildiriminde fesih nedeni açık ve net olarak belirtilmelidir.Sırf bu husus bile feshi geçersiz hale dönüştürebilmektedir.Fesih bildiriminin tebliği ile işe iade davası açma süresi başlamaktadır.Dolayısıyla bir aylık hak düşürücü süre içerisinde işe iade davası işçi avukatınız tarafından açılmalıdır.

Ziyaretçi Yorumları - 1 YORUM
    Bir Yorum Yazın

    Hemen Ara