Aile hukukunda anne ve baba evli ise eşler, çocuk üzerindeki velayet hakkını ortak kullanır. Eğer eşler boşanma davası açmış ise çocuğun velayeti tarafların anlaşması ile müşterek velayet hükümleri uygulama alanı bulacak ya da hâkim kararı ile çocuğun velayeti eşlerden birine verilecektir.
Çocuk, hem anne hem babası ile beraber seyahat etmiyor ise kesinlikle çocuğun yanında bulunmayan ebeveynin noter tasdikli muvafakatnamesi gerekir. Boşanma veya ayrılık kararı sonucunda velayeti anne veya babaya bırakılan çocuğun velayeti hakkında karşı tarafın muvafakati aranmaksızın kişi, istediği gibi hareket edebilir. Velayeti annede olan çocuğun yurtdışına çıkarılması ve annenin bu hakkını dilediği gibi yerine getirmesinde Türk hukuku bakımından sakınca görülmemektedir. Ama müşterek çocuk on sekiz yaşından küçük ise o zaman müşterek çocuk için yurt dışına çıkış izni alması gerekir.
Bu, velayet hakkını eşler ortak kullanılıyorsa, çocuğu yurtdışına çıkaracak olan eşin diğer eşten, müşterek çocuğun yurt dışına çıkış izni için noter onaylı belge alması demektir. Ancak eşlerden biri velayet hakkını tek başına kullanıyorsa, aksine mahkeme kararları olmadığı sürece ve Yargıtay içtihatları da bu yönde olduğundan müşterek çocuğun yurt dışına çıkış izni için velayeti kendisinde olmayan diğer eşten izin almasına gerek yoktur.
Çocuğun Mutad Meskeninin Başka Ülkeye Taşınması
Velayeti kendisinde olmayan taraf, çocuğu ile olan ilişki durumunun koşullarının değiştiği gerekçesiyle mahkemeden velayet hususunun yeniden değerlendirilmesini isteyebilir.
Kanun koyucu, bu hususu Türk Medeni Kanunu madde 183’te düzenlemiştir: ‘’ Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.’’
Çocuğun on altı yaşından küçük olup yurtdışına yerleşmek amacıyla başka ülkeye taşınması durumunda velayeti kendisinde olmayan taraf, çocuğun iadesini isteyebilir. Böyle durumlarda mahkeme, çocuğun iadesine karar verir.
Bu konunun istisnası ise çocuk çevreye uyum sağlamış ve bir yıldan uzun süredir yurtdışında yaşıyor ise mahkeme çocuğun iadesine karar vermeyebilir. Yine Türkiye’nin taraf olduğu ‘’Velayet Altındaki Çocuğun Mutad Yerleşim Yerinin Değiştirilerek Başka Bir Ülkeye Taşınması Halinde Çocukların Velayetinin İadesine İlişkin Avrupa Sözleşmesi’’ de, velayetin değiştirilmesi davasında değerlendirilmelidir.