ZORUNLULUK HALİ NEDİR?
TCK 25’te düzenlenen bir mazeret nedenidir. Kişilerin kendilerine ya da başkasına ait bir hakka yönelik olarak, bilerek sebep olmadıkları ve başka türlü korunma imkanı bulunmayan hallerde başvurdukları tehlikeden kurtulma ya da başkasını kurtarma eylemleri, tehlike ve kullanılan vasıta arasında orantılılık bulunması koşulu ile cezasız kalacaktır.
Zorunluluk halinde failin davranışı hukuk düzeni tarafından onaylanmamakta yalnızca mazur görülmektedir. Kişinin kusurluluğunun etkilendiği kabul edebilmemiz için, içinde bulunduğu durumun farkında olması gerekir. Zorunluluk halinin kabulü için birtakım şartlar bulunmaktadır;
TEHLİKEYE İLİŞKİN ŞARTLAR
- Ağır bir tehlikenin varlığı,
Bir kimsenin veya bir şeyin güvenliğini, varlığını tehdit eden veya böyle bir zarar olasılığı ortaya koyan duruma tehlike denir. Bu tehlikenin kaynağı önemli değildir. Doğa olayları, hayvan saldırısı gibi şeyler de tehlike oluşturur.
- Mevcut ve muhakkak bir tehlikenin varlığı,
Tehlikenin muhakkak olmasından kasıt, bu tehlikenin ortaya çıkaracağı zararın belirli bir ağırlığa ulaşmış olması ve bu tehlikeden korunulmadığı takdirde kişinin veya bir başkasının hakkının uğrayacağı zararın büyük olması demektir. Burada tehlikenin mutlaka gerçekleşmesi değil, gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel yakın tehlike olarak düşünülmesi gerekir.
- Tehlikenin kişinin kendisinin veya başkasının bir hakkına yönelik olması,
Buradaki hak kavramı sadece hayata, vücut bütünlüğüne değil; cinsel dokunulmazlığa, kişi özgürlüğüne, şerefe ve hatta malvarlığına da yönelik tehlikeleri kapsar.
KORUNMAYA İLİŞKİN ŞARTLAR
- Tehlikenin başka türlü bertaraf edilememesi,
Zorunluluk halinde, fail tarafından 3.kişilerin haklarına yönelik bir saldırı söz konusu olacağından zorda kalma halini ortaya çıkaran tehlikenin başka türlü bertaraf edilmesine imkan olmaması gerekir. Zorunluluk halinde suç oluşturan davranışın “ultima ratio” ilkesi gereği son çare olması gerekir. Başka bir deyişle hukuk düzeninin koruma vasıtalarından birine başvurma imkanı bulunmayan hallerde zorunluluk hali gündeme gelir.
- Korunma davranışı ile tehlikenin ağırlığı arasında orantı bulunması,
Yine meşru müdafaadan farklı olarak, korunmak istenen hak veya değerin, feda edilmek istenen hak veya değerden kural olarak üstün veya en azından eşit olması aranır.
BEKLENEBİLİRLİĞİ ETKİLEYEN HALLER
- Tehlikeye bilerek ve bizzat sebebiyet verilmemesi,
Bir kimse ağır ve muhakkak bir tehlikenin meydana gelmesine bilerek sebep olmuş ise zaruret hali ortadan kalkar.
- Tehlikeye göğüs germeyi gerektiren özel bir hukuki ilişkinin bulunmaması,
Zorunluluk halinden söz edilebilmesi için, tehlike ile karşı karşıya kalan kişinin bu tehlikeye karşı koymak yönünde bir hukuksal yükümlülüğünün bulunmaması gerekir. Bu yükümlülük kanundan veya sözleşmeden kaynaklanıyor olabilir.
Meşru Savunma ve Zorunluluk Hali Arasındaki Farklar
- Meşru savunma, suçun unsurları içinde incelenir. Hukuka uygunluk nedeni olduğundan, varlığı halinde inceleme burada tamamlanır. Haksızlık gerçekleşmez. Zorunluluk halinde ise, suçta haksızlık kabul edildikten sonra failin haksızlıktan ötürü kınanmasına engel olur.
- Meşru savunma yalnızca hukuki yarara saldıran kişiye yapılabilir. Zorunluluk halinde korunma hareketi, zorda kalınan durum sebebiyle tamamen masum olan 3.kişiye yöneliktir.
- Meşru savunmada saldırı, insan hareketinden kaynaklıdır. Zorunluluk halinde ise tehlike bir doğa olayı veya hayvan hareketinden kaynaklanıyor olabilir.
- Meşru savunmada failin saldırıya kendi kasti hareketiyle sebep olmamış olması beklenmez. Bu şekilde hareket eden fail de kendisini savunabilir. Ancak zorunluluk halinde failin kendi kasti hareketiyle tehlikeye sebebiyet vermemesi gerekir.
- Zorunluluk halinde, hakkaniyet gereği tazminat ödeme yükümlülüğü vardır. Meşru savunmada ise eylem hukuka uygun bulunduğundan tazminat yükümlülüğü bulunmaz.
- Meşru savunmada sınırın aşılması durumunda TCK 27/2 gereği failin davranışı mazur görülüp, mazeret nedeninden yararlanabilirken; zorunluluk hali zaten bir mazeret nedeni olduğundan sınırın aşılması halinde fail, mazeret nedeninden faydalanamaz.