Ataköy 7-8-9-10 Mah. D-100 Güney Yanyolu Nef 22 E Blok 9. Kat D:145 Bakırköy / İSTANBUL Tel : +905356887527
trende

MENFİ TESPİT DAVASI NEDİR ?

21.04.2022
225
MENFİ TESPİT DAVASI NEDİR ?

Menfi Tespit Davası Nedir ?

MENFİ TESPİT DAVASI, bir icra takibinde itiraz süresini geçirmiş borçlu yararına getirilen bir davadır. Gerçekten de bir kimse ödeme emrinin tebliğinden sonra takibin şekline göre genellikle yasal 7 günlük itiraz süresini kaçırmış olabilir. Bu durumda borçlu, borcundan kurtulmak için menfi tespit davası açma hakkına sahiptir.

Menfi Tespit Davasında görevli ve yetkili mahkeme neresidir?

Bu dava türünde görevli mahkeme genel hükümlere göre belirlenmektedir. Örneğin kira sözleşmesi için icra takibi yapılmışsa sulh hukuk mahkemesi , bono(senet) için icra takibi yapılmış ise asliye ticaret mahkemeleri görevlidir. Önemli olan ,temel ilişkinin saptanmasıdır. Bir misalde senet , işçinin işverene işe girerken vermiş olduğu bir senet ise iş mahkemeleri görevli olacaktır. Görevli mahkemeyi belirlemek çok önemlidir. Zira görevsiz mahkemelerde açılan dava uzun yıllar sürebilir ve davanın kaybedilmesi durumunda davayı açan taraf yargılama giderlerinden sorumlu tutulacaktır.

Yetkili mahkeme ise icra takibinin yapıldığı yer veya alacaklının yerleşim yeri mahkemesidir. Bu davayı açmak isteyen kişinin bu iki mahkemeden birini seçme hakkı bulunmaktadır.

Menfi Tespit davalarında ispat yükü kime aittir ?

Bilindiği üzere müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Bu davada ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerine düşmektedir.

Senet borçlusu menfi tespit davası açabilir mi?

Bu soruya olumlu cevap vermek gerekmektedir. Bonoda borçlu olan kişi menfi tespit davası ikame edebilir. Ancak bu sefer ispat yükü ters çevrilmekte ve borçlu senetten dolayı borçlu olmadığını ispat etmesi gerekmektedir. Senetlerin illiyetten mücerret olması dolayısıyla ispat yükü, borçlu aleyhine ağırlaştırılmıştır. Ne var ki bu husus ,borçlunun borcundan kurtulamayacağı anlamına gelmemektedir. Çünkü duruma göre ticari defterlerin incelenmesini , hayatın olağan akışı ile ilgili gerekçelerin değerlendirilmesini yahut da bir kısım hükümsüzlük sebeplerine dayanma hakları vardır. Burada davanın kazanılması , doğru delile dayanmak ve doğru vakıaları ileri sürmekten geçmektedir. Yani örnek vermek gerekirse senet veren kişi bir hastalığa yakalanmıştır. Ne var ki hastalığın durumuna göre doğru ilaç verilirse hasta kurtulmaktadır.

Menfi Tespit Davası Kazanılırsa ne olur?

Menfi tespit davasının kazanılmasıyla birlikte takip olduğu yerde durur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta davanın kesinleşmesiyle değil davanın kazanılmasıyla takibin duracağıdır. Daha kolay anlatmak gerekirse , dava ilk derece mahkemesinde borçlu lehine hükme bağlanırsa ,hükümle birlikte takip olduğu yerde durur. Artık dava kesinleşene kadar alacaklı ,borçlu aleyhine hiçbir icra takip ve haciz işlemi yapamaz. Kanunla getirilen bu durumun sonucu olarak , borçlular artık uzun yıllar süren istinaf ve temyiz aşamalarını beklemeyecektir.

Borcumu ödedim , menfi tespit davası açabilir miyim?

Bu soruya da olumlu cevap vermek gerekir. Borcunu ödemiş olan kişi de , aslında borçlu olmadığı parayı ödediğini ispat ederek geri alma davası açma hakkına sahiptir.

Borca kefil oldum , menfi tespit davası açabilir miyim ?

Gerek icraya kefalet gerekse borca kefalet veren kişi menfi tespit davası açabilir. Yargıtay da icra kefili olan kişilerin menfi tespit davası açma haklarının bulunduğuna vurgu yapmıştır.

Menfi tespit davası açmak istiyorum ancak dava giderlerini karşılayamıyorum , ne yapmam gerekir?

Bu davayı açan kişilerin üzerinde genellikle çokça haksız haciz ve icra takibi bulunduğu için fakirliğe düşmüşlerdir. Muhtarlıktan fakirlik belgesi alıp ” adli yardım talebiyle” dava harç ve giderlerini ödemeden dava açma hakları bulunmaktadır. Adli yardım talebini avukatlar da yapabilmektedir. Adli yardım çok teferruatlı bir konu olduğu için avukata danışılmasında fayda vardır.

MENFİ TESPİT DAVASI YARGITAY KARARLARI

T.C YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas:2020/5995 Karar:2021/3833Karar Tarihi: 20.04.2021

Bölge Adliye Mahkemesince, dava ve takibe konu bonolarda keşidecinin şirket eski müdürü … olduğu, kendisinin keşide ettiği davaya konu 4 adet bonoda temsilci olduğu, davacı şirketi temsilen şirket aleyhine aval verdiği, bono metinlerinden bu hususun açıkça belli olduğu, TTK 687. maddesi uyarınca senet metninden anlaşılan defilerin iyiniyetli hamile karşı ileri sürülebileceğinden senet metninden anlaşılan temsilcinin kendisiyle işlem yapma yasağı sebebiyle avalin davacı şirketi bağlamayacağı, hamilin bu hususu bilip bilmemesinin sonucuna etkili olmayacağı, davalı …’ ın senetleri yetkili olduğu dönemde düzenlemişse kendisi ile işlem yapma yasağı nedeniyle yetkisi sona erdikten sonra düzenlediyse yetkisiz olması sebebi ile aval işleminin geçersiz olacağının açık olduğu, geçersiz gerekçeye dayanılarak davanın reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf talebini kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, davacı talebi ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısman kabulü ile, davacının Konya 4. İcra Müdürlüğünün 2015/1027 esas sayılı icra takibine konu bonolarından dolayı borçlu olmadığının tespitine,

MENFİ TESPİT DAVASI – TEMİNAT SENEDİ OLDUĞUNDAN BAHİSLE GEÇERSİZ OLDUĞU İLERİ SÜRÜLDÜĞÜ – LEHİNE AVAL VERİLENİN BORCU GEÇERSİZ OLSA BİLE AVAL VEREN BU GEÇERSİZLİĞİ İLERİ SÜREMEYECEĞİ – DİRENME KARARININ BOZULMASI

T.C YARGITAY .Hukuk Genel Kurulu Esas: 2017/19-3091 Karar: 2021/965Karar Tarihi: 07.07.2021

ÖZET: Somut olayda, davacı aval veren tarafından senedin zorunlu şekil şartlarına ilişkin bir eksiklik ileri sürülmemiş, sadece teminat senedi olduğundan bahisle geçersiz olduğu ileri sürülmüştür. Oysa ki, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddesinin 2. fıkrası gereğince aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da, aval verenin taahhüdü geçerlidir. Eş söyleyişle, lehine aval verilenin borcu geçersiz olsa bile aval veren bu geçersizliği ileri süremez. Hal böyle olunca tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki delillere, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

MENFİ TESPİT DAVASI – SENEDİN MÜVEKKİLİNİN ARACINA VERDİĞİ ZARARI KARŞILAMAK İÇİN TEMİNAT AMACIYLA VERİLDİĞİ – ALACAĞINI İSPAT YÖNÜNDE DELİLLERİNİ SUNMA İMKÂNI VERİLEREK SONUCUNDA BİR KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ – DİRENME KARARININ BOZULMASI

MENFİ TESPİT DAVASI – FAZLA ÖDEMENİN TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK ÜZERE DAVALIDAN TAHSİLİNE KARAR VERİLDİĞİ – EURO BEDELLİ ÇEKLER BAKIMINDAN BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ İLE ÖDENEN BEDELİN İSTİRDADINA KARAR VERİLECEĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI

bozma öncesi kesinleşen 213.368,00 Euro eksik ve ayıplı iş bedeli bakımından davacının borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu 3 çek bedeli olan 148.410 Euro’nun tahsilde tekerrür olmamak üzere istirdadına, kalan 64.958 Euro fazla ödemenin tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan tahsiline, birleşen dava bakımından ise; tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davanın kabulü ile davaya konu 11/02/2009 ve 13/03/2009 tarihli 49.470,35’şer Euro bedelli çekler bakımından borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdadına karar vermekten ibarettir.

İcra Takipleri Ne Zaman Düşer ?

İİK m. 33 ‘’ İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir’’..

İİK m. 71/2 ‘’ Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33 a. Maddesi hükmü kıyasen uygulanır’’ .

İlk bakışta tam olarak anlaşılmasa da bu hükümler alacaklının takip hakkı ve borçlunun mülkiyet hakkı ile ilgili düzenlemelerdir. Yani alacaklı takip hakkını yasanın belirlediği şekilde kullanmaz ise –borç icraya verilmiş olsa dahi – zamanaşımına uğrayacaktır. Bu düzenlemelerle borçluya ömür boyu haciz ve icra tehdidinin önü yasanın öngördüğü koşullarda kapatılmış olmaktadır. Daha da somutlaştırmak gerekirse , senet veren bir borçluya karşı 3 yıldan fazla icra takibi yapılmaması durumunda –borçlunun ileri sürmesi şartıyla – o alacak zamanaşımına uğrayacaktır.

Konuya İlişkin Yargıtay Kararı aşağıdaki gibidir.

‘’..Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’ nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK’ nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür. Somut olayda, örnek 10 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilinin en son 03/01/2014 tarihinde satış talebinde bulunduğu, 06/01/2014 tarihinde de avansını yatırdığı ve zamanaşımının kesilmiş olduğu, bu tarihten şikayet tarihi olan 09/01/2017 tarihine kadar dosyanın işlemsiz bırakıldığı ve yeniden başlayan 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır..’’ Görüldüğü üzere bono(senet) borçlusunun borcu  3 yıl içinde zamanaşımına uğramıştır. Borcundan da kurtulmuştur.

DİĞER BORÇLARDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ NE KADARDIR ?

Yukarıda sunduğumuz örnekte senet(bono) için öngörülen zamanaşımı süresi 3 yıldır. Ancak tüm borçlar 3 yılda zaman aşımına uğramamaktadır. Örneğin birisinden çek aldınız ve cirolayıp 3. Kişiye verdiniz. Çek karşılıksız çıktı ve yetkili hamil hem size hem de çek keşidecisine karşı icra takibi başlattı . Burada sizin borçtan sorumluluğunuz 6 aydır . Yani alacaklı 6 ay boyunca size karşı herhangi bir icra takibi yapmaz ise hukuken borçtan sorumluluğunuz ortadan kaybolmaktadır.

‘’..Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde çek olduğundan, çekin ibraz süresinin dolduğu tarih dikkate alındığında, olaya 6762 Sayılı …nun 726 ve 730. maddesinin göndermesi ile de 662 ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. …nun 726. maddesi uyarınca hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle müruruzamana uğrar. Borçlar Kanunu’nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve TTK.’nun 730/18. maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Öte yandan, alacaklı tarafından yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. Alacaklının yapacağı icra işlemleri ile süre her defasında yenilenir, yeni bir altı aylık süre başlar.”

İcra takip dosyasının incelenmesinde; 12.04.2005-11.09.2006 tarihleri arasında borçlu şirketler hakkında altı aylık zamanaşımı süresi içinde takibi ilerletmeye yönelik talepte bulunulmadığından TTK’nın 726. maddesinde yazılı 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuştur…’’

KİRA BORÇLARINDA ZAMANAŞIMI 5 YILDIR.

‘’..Alacaklı tarafından takipte itiraz edilmeden kesinleşen kısım yönünden takip tarihinden (10.12.2002) talep tarihine (21.01.2012) kadar zamanaşımını kesen herhangi bir takip işlemi yapılmadığı, dolayısıyla 5 yıllık zamanaşımının gerçekleştiği görüldüğünden..’’

Bir borçlu sadece zamanaşımına dayalı olarak değil , icra takibine itiraz ederek , itiraz süresini kaçırmış ise borçlu olmadığını ispat sadedinde menfi tespit davası açarak , yahut borçlu olmadığı parayı ödemiş ise geri almak için istirdat davası açarak , suç duyurusunda bulunarak ve bu yazımıza sığdıramayacağımız daha bir çok dava çeşidinden birini açmak suretiyle borçtan kurtulma imkanına sahiptir.

Üstelik bazı davalarda da borçluya %20 den az olmamak üzere tazminat dahi verilebilmektedir. Burada önemli olan husus doğru hastaya doğru tedaviyi uygulamaktır. Siz de kefil olmuşsanız yahut ticari hayatınızda veya günlük yaşantınızda haksız olarak icraya verilmiş iseniz vakit kaybetmeden hakkınızı aramalısınız.

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Bir Yorum Yazın

Hemen Ara